Klasik mi, Modern mi Diye Sorduk: Kazanan Klasik Oldu!

Anket

Değişen dünya, modern çizgiler ve teknolojik harikalarla otomobilleri donatırken klasiğe, nostaljiğe, belki de geçmişe duyulan özlem kendisini bu ankette de ortaya çıkardı ve anketimizin kazananı klasik Mustang oldu. Efsaneler boşuna efsane olmuyor diyor ve sizleri orijinal Ford Mustang’in bilinmeyenleri ile baş başa bırakıyoruz.

Ford, Mustang için, daha önce hiçbir otomobile yapılmayan bir lansman yaptı. 1964’te New York’ta düzenlenen Dünya Fuarı’nda sergilenişi televizyonda da özel bir programda yayınlandı. Dahası Mustang, yeni James Bond filminde (Altın Parmak, 1964) tüm ihtişamıyla kendini bütün dünyaya hayran bıraktı. Mustang’in James Bond macerasını biraz sonra daha detaylı anlatacağız.

1960’ların sonlarında “Ford’un daha iyi bir fikri var” sloganıyla reklam kampanyalarını sürdüren Ford, bazen bu sloganı pek de desteklemeyen fikirlerle ortaya çıktı; halka tanıtımı yapılmayan mini steyşın vagon Mustang bunlardan biriydi.

Bir diğeri ise altta fotoğrafı yer alan sedan Mustang. Tasarım çizgileri efsanevi Mustang ile bağdaşmamakla birlikte bir efsaneyi daha doğmadan öldürecek nitelikte. İnsan 4 kapılı Mustang gerçekten daha iyi bir fikir mi, diye sormaktan kendini alamıyor.

10001 seri numaralı Mustang 1966’dan beri Henry Ford Müzesi’nde sergilenmektedir. Ancak bu parçayı müzedeki yerine götürmek pek kolay olmadı. 10001 seri numaralı Mustang, aslında müzede sergilenme amacıyla üretilmişti, ancak fabrikadan bayilere verilen siparişlerde yapılan bir hata sonucunda bu güzide otomobil Newfoundland’daki bir bayiye gitti ve bayi de Mustang’i 17 Nisan 1964’te bir pilota sattı. Ford yetkilileri Mustang’i pilottan almak istedilerse de pilot teklifi kabul etmedi.

İki yıl sonra Ford yetkilileri, pilotu 1 milyonuncu Mustang’i verme teklifiyle ikna ederek 10001 seri numaralı Mustang’i sergilenmek üzere müzeye götürdüler. Ford tarihçilerine göre bu Mustang günümüze kadar ulaştığı bilinen en eski Mustang. 9 Mart 1964’te üretimine başlayan Mustang’in ilk serilerinden olmasa da çok da uzağında sayılmaz.

1964’te 22 yaşında, üniversiteden yeni mezun olmuş Gail Wise adlı bir kadın, lansmandan iki gün önce tanıdığı bir bayiyi ikna ederek Mustang satın alan ilk kişi olmayı başarmış. Mustang’ini kullanırken diğer sürücülerin ve yayaların sürekli kendisine ve aracına bakmasından rahatsız olmuş olmalı ki aracı garaja park etmiş ve 27 yıl boyunca bir daha hiç kullanmamış. Neyse ki geç de olsa (!) eşi Mustang’i garajdaki esaretinden kurtarıp tamir etmiş ve onu ait olduğu yollarda ihtişamını sergileme şansını yeniden vermiş.

Mustang, sinemaya ilk adımını 1964’te James Bond’un Altın Parmak filmiyle attı. Ford Motor Company bu reklam anlaşması için yapımcılara filmde parçalanmak üzere bir Lincoln Continental bağışladı. Yepyeni aracın konserve kutusuna dönüşene kadar preslenmesi halen sinema tarihinin en etkili sahnelerinden biridir. Filme dair bir diğer detay ise 2 tonluk Lincoln Continental’in Ford Ranchero’nun arkasına yüklendiğinde Ranchero’nun seviyesinde pek bir değişikliğin görülmemesidir. İlgilisine aşağıda bu sahnenin videosunu koyduk, ama filmi bulup seyrederseniz daha büyük keyif alacağınıza eminiz.

1968 tarihli Bullit filminde yönetmen koltuğundaki Peter Yates kovalama sahnesinde yansıttığı gerçeklikle filmi bir üst düzeye taşımıştı.

9 dakikalık sahne boyunca müzik desteği almak yerine izleyenlere Mustang’in Ford 390 V8 motorunun gerçek sesini vermeyi tercih ederek bu ikonik modelin, 1969 yılında En İyi Ses dalında Oscar’a aday gösterilmesini sağladı. Belki de bir motorun gerçek sesi tarihte ilk ve son defa böylesine bir ödüle aday oldu.