İçimizden İyilik “Saç”an Bir Hikâye!

Saçım Saçın Olsun
Röportaj

Tüm Röportajlarımız

"İçimizden Hikâyeler" serimizin bu röportajında konuk ettiğimiz çalışma arkadaşımız Semiha Özdemir’i, Gönlüm Senle Platformumuzdaki “Saçım Saçın Olsun” projesine verdiği destekle tanıdık. Upuzun sarı saçlarını yüzündeki gülümsemeyi eksiltmeden kestirerek bir kanser hastasının hayata moralle tutunmasına vesile olan Semiha’nın her birimize ilham olmasını diliyor, bu projenin detaylarını kendisinden dinliyoruz.

Merhaba Semiha. Seni saçlarını kestirerek bağışladığın videoyla tanıdık ve saçtığın ışıltı ile hepimize pozitif bir enerji verdin. Biraz seni tanıyabilir miyiz?

Ben Semiha Özdemir, 26 yaşındayım. Ford Otosan’ın genç çalışanlarındanım. Fabrikamızın boyahane atölyesinde çalışıyorum 8 senedir. Kadın grup lideriyim. Meslek lisesi mezunuyum, aslında okuduğum bölümle severek yaptığım işin hiçbir alakası yok, ama bu röportaj özelinde bir bağ kurabilirsiniz. Kuaförlük okudum. Dolayısıyla bu konulara lise döneminde yakınlaşmıştım. Bir saç nasıl kesilir, nasıl peruğa dönüştürülür, hangi aşamalardan geçer, bir kadın nasıl mutlu olur; hepsini çok iyi öğrenmiştim.

2 yıldır Kanser Savaşçıları Derneği’ni takip ettiğini biliyoruz. Empati mi, bir yaşanmışlık sebebiyle mi? “Saçım Saçın Olsun” projesi nasıl oluştu?

Aslında sadece bu derneği takip etmiyorum. Ama bunun da ayrı bir sebebi var tabii ki. 2004 yılında annemi kanserden kaybettim. Sanırım bunun biraz duyarlılığı var. O zaman 10 yaşındaydım, çocuk olduğum için çok bir şey anlamamış, çok da bir şey yapamamıştım. O günlerde bir şey yapamadığım için artık bir şeyler yapabilirim diye düşündüm. Ne yapabilirim diye baktığımda ise, bunun maddi boyutundan ziyade kendimden bir şey kattığımda daha anlamlı olacağına karar verdim. Biliyorsunuz ki, biz kadınlar en çok saçlarımıza değer veririz. Benim de kendimde en sevdiğim şey saçlarımdı; upuzun, sapsarı. Saçlarımı paylaşmak istedim. Kendimden bir parça olursa daha mutlu olacağımı hissettim. Kanser hastalarının umut çağrısına ses olmak istedim. Yola böyle çıktım.

Biz çok küçük bir atölyede çalışıyoruz, ama birbirimize çok bağlı, aile gibi bir ekibiz. Çalışma ortamımı da çok seviyorum bu arada, onu burada tekrar dile getirmek istiyorum. Şöyle düşündüm, bir insanın ailesi her zaman yanında olur; dolayısıyla ben bir şey yapmak istersem ailem dediğim arkadaşlarımda yanımda olacaktır. Atölye ekip liderim ve proses mühendisimle paylaştım bu konuyu. Hemen ne yapabiliriz konusuna eğildik ve beni bu projeyi oluşturmaya yönlendirdiler.

Tabii araya bu pandemi süreci girmeseydi çok daha iyi olacaktı. Ama yine de başarılı ve dikkat çeken bir proje oldu. Çocukluğumda bir şeyler yapamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyordum, ama artık bir şeyler yapmış olmanın mutluluğunu da hissediyorum.

Bilinç ve farkındalıkla bağış yapan birisin ve kendinden bir şey katmak istemen de çok özel bir durum. Bu bağışının bir kanser hastasındaki karşılığı nasıl oluyor, ona nasıl bir katkı sağlıyor?

Kanser Savaşçıları Derneği’nin paylaştığı birkaç video ve fotoğrafı gördüm. Kanser hastaları gerçekten bağışlarla yapılan peruklarla çok mutlu oluyorlar, hayata karşı bakış açıları bir anda umutla doluyor. Bu gerçekten çok güzel bir kazanım. Pes etmemek için hayata tutunabilecekleri bir nedenleri daha oluyor. Moralle, motivasyonla bu hastalığı yenebileceklerine olan inançları artıyor. Moral ve motivasyon kanser hastaları için büyük bir velinimet.

Saçını kestirdikten ve bağışladıktan sonra süreç nasıl işliyor? Kendi saçlarınla yapılan peruğu, o peruğu takan kanser hastasını görebiliyor musun?

Aslında peruğun gittiği hastaları derneğin sayfalarında yapılan paylaşımlarda görebiliyoruz, fakat kimin saçının kime gittiğini anlamak veya bilmek mümkün değil. Çünkü bizim verdiğimiz saçlar bir peruk yapmaya yeterli değil, ancak üç veya dört kişinin saçından bir peruk yapılabiliyor. O yüzden benim saçımdan şu peruk yapıldı diyemiyoruz. Bir de tabii ki kişisel verilerin gizliliği açısından da bu bağışlar ve üretilen peruklar anonim oluyor. Burada asıl olan bağışladığınız saç nasıl bir peruk oldu konusundan ziyade o perukla bir hastaya nasıl moral olduğunuz. Peruklar kanser hastalarının istedikleri renk ve boyda hazırlanıyor. Dolayısıyla onların istek ve mutlulukları çok daha ön planda.

Saç bağışı için kriterler var mı? İsteyen herkes saçını bağışlayabilir mi?

Normal şartlarda öne çıkan tek kriter 30 cm uzunluk. Aslında bütün peruklar uzun hazırlanmıyor, ama bu şekilde bir kriter söz konusu. Saçlarınızın sağlıklı ve yıpranmamış olmasını da sayabilirim. Ve tabii ki bir de gönüllü olmanız gerekli.

Sen saçlarını kestirip bağışladıktan sonra çevren ya da iş arkadaşlarından bağış yapan oldu mu?

Video yayınlandıktan sonra yolumu kesip durduranlar oldu. İnanılmaz güzel geri bildirimler aldım. Ben de saçlarımı bağışlamak istiyorum, nasıl bağışlayabilirim diye soranlar oldu. Gönlüm Senle Platformumuzda projemiz açık zaten, gönüllü kabul ediyoruz. Halihazırda 5 arkadaşımız var gönüllü olan, bu sayının artmasını umut ediyorum. Çalışma arkadaşlarım dışında da çevremden çok güzel dönüşler aldım. Onlar da katkıda bulunmak istediklerini söylediler. Yoğun bir ilgi var ve bu beni çok mutlu ediyor.

Saçlarını yine uzattığını görüyoruz, yine bağışlayacak mısın?

Neden olmasın, tekrar bağışlayabilirim. Kökü bende nasıl olsa.

Seni farklı projelerde de görecek miyiz, eklemek istediğin bir şey var mı?

Aslında iş dışında küçük küçük birkaç çalışmam daha var ve ilerleyen günlerde bunları Ford Otosan’la birleştirmeyi düşünüyorum. Çünkü ilk projemizde çok güzel bir destek aldık ve ışık saçtık… Bunun devamı olmasını umuyorum. Şimdilik bir ipucu paylaşmayayım, sürpriz olsun.

Son olarak bana destek veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.

Tüm içtenliğinle ve güler yüzünle yaşadığın bu anlamlı deneyimi bizlerle paylaştığın ve bizlere ilham olduğun için biz de sana teşekkür ederiz Semiha.