Ford Otosan’da “Çevik” Dönem

Ali Rıza Aksoy
Yazarlar

Ali Rıza Aksoy İnsan Kaynakları Lideri

2019 Kasım ayından bu yana dünyanın en tanınmış danışmanlık firmalarından biri olan BCG ile çıktığımız yolda, müşterimize daha yakın olmak, daha hızlı olmak, her attığımız küçük adımla öğrenerek devam etmek anlamında daha “çevik” olmak için çaba harcıyoruz...

“Çevik” çalışma prensibinin ne olduğundan kısaca bahsetmem gerekirse, değişken ve belirsiz rekabet ortamında “silolaşmış ve hiyerarşik” örgütlenmeleri terk ederek kuruluşlara “hız” kazandırılması, “tamamlanması gereken işlerin bir düzen içerisinde; uygun, ufak parçalara ayrılarak, geri dönüşü en yüksek olacak şekilde sıralanarak çalışılması” diyebilirim. Dijitalleşen iş yaşamı ve iş yapış biçimleri özelinde son zamanların en önemli metodolojilerden biri. Bir yandan “Dinamik Denge” ortak kültürümüzü de besleyecek, onunla bütünleşecek “çevikliği” seçerken amacımız, şirketimizin değerlerine daha iyi odaklanmak, pazara sunma konusunda daha kısa sürelere ulaşmak ve “çalışma arkadaşlarımız için daha iyi bir çalışma ortamı” sağlamaktı.

Bu yazıda kısaca içinde bulunduğumuz dönüşüme kendi uzmanlık alanım özelinde yaklaşacağım. Bir insan kaynakları profesyoneli olarak şirket içinde böylesi bir dönüşümün, “çevik” bir iş yapış anlayışının nasıl etkileri olduğundan bahsetmek istiyorum. Ve çevikliğin iş hayatımıza getirdiği bazı avantajlardan.

İşe önce mevcut durumun analizini yaparak başladık. Çalışma arkadaşlarımızla anketler ve birebir mülakatlar yaptık. Anketlerimizde 1300’den fazla çalışma arkadaşımıza dokunduk, mülakatlarımızda ise hiçbir hiyerarşi gözetmedik. Şirketimizde yeni çalışma şeklimizi hep birlikte değerlendirdik. Böylece bu sistemi birlikte uygulayacağımız herkesin fikirlerini almış ve mutluluklarını ölçümlemek için kendimize bir veri havuzu elde etmiş olduk. Çünkü İK olarak biliyorduk ki, mutlu çalışan mutlu müşteri demekti.

Kendimiz ve günün sonunda ulaştığımız tüm müşterilerimiz için en doğru çalışma şeklini bulmak, değişmek, dönüşmek için araştırdık, tartıştık, çok çalıştık. Hep birlikte öğrendik, hep birlikte eğlenerek deneyimledik, yeniden ve çok daha iyisini inşa etmek için çabaladık.

“Çeviklik” yolculuğuna giriş yaptıktan sonra da güçlü, multi-disipliner ekipler kurarak farklı fonksiyonlardan gerekli becerileri bir araya getiren takımlar oluşturduk. Küçük ama kullanılabilir ilerlemeler sağlamayı hedef edindik. Gereksinimlerimizi, planlarımızı ve aldığımız sonuçları sürekli değerlendirdik.

Şimdi böyle kolayca yazsam da ama oldukça zorlayıcı ancak fazlasıyla da öğretici bir süreç. Çünkü değişimi benimseyenler için kolay diye bir şey yok. :)

Yeni takım yapısı insanlar arasındaki etkileşimi de olumlu yönde etkiledi. Sık ve yüz yüze iletişimin önemini vurgulayan “çevik” anlayış sayesinde, takımlarımız arasında güçlü bir bağ kuruldu. Kurulan etkili iletişim sayesinde, sorunlar daha hızlı çözülür oldu. Çevik metodolojilerin hesap verebilirliği ve yüz yüze iletişimi teşvik ettiğini yaşayarak deneyimledik. Çalışma şeklimizin tüm çıktılarında ise kaybımız ve hatamız azaldıkça, başarılarımız ve aldığımız dersler de çoğaldı.

Biz, çalışma arkadaşlarımız ve elbette müşterilerimiz için en uygun olan yolu seçip ilerlemeye karar verdik. Siz hangi yolu seçerseniz seçin, kendiniz, ekibiniz ve elbette müşterileriniz için “uygun” olanı seçin.

Ve “çevikliğin” doğası gereği esnek olduğunu unutmayın.