EcoSport ile Lezzete Uzanan Yolculuk!

Gastrofest

Yeni Ford EcoSport’un bu seferki rotası Ford’un ulaşım sponsorluğunu üstlendiği gastronomi festivali “İzmir 1. Gastrofest”, yol arkadaşları ise Yemek Filozofu ve Gezenler Kulübü’ydü. Göç mutfağının en leziz örneklerine ulaşan bu #fordileyolda macerasında neler yaşanmış, neler yapılmış gelin hep beraber bakalım…

Yazı ve Fotoğraflar: @yemekfilozofu ve @gezenlerkulubu 

Geçtiğimiz hafta sonu İzmir’in geniş kapsamlı ilk gastronomi festivali için @yemekfilozofu ve @gezenlerkulubu olarak Ford SUV ailesinin yeni yakışıklısı EcoSport ile düştük yollara. Malum, lezzetin peşinde kilometrelere acımayanlar olarak lezzet yolculukları en keyiflisi bizim için.

EcoSport’a biner binmez CarPlay teknolojisi ile telefonlarımızı araca entegre edip hem haritalar üzerinden rotamızı planladık hem de Spotify listelerimiz ile yolculuğu keyifli ve eğlenceli hale getirmek için tüm hazırlıklarımızı tamamladık. 1.0 Ecoboost motora sahip sportif ve akıllı SUV EcoSport’un gazına dokunduğumuz anda hissettiğimiz o güçle yolculuktan alacağımız keyif ilk sinyallerini verdi ve koyulduk yola.

Sabah başlayan yolculukta kahvaltı için rotayı Karamürsel’e çevirip doğaya karşı güzel bir köy kahvaltısının ardından İzmir’e doğru devam ettik. Bursa, Balıkesir derken su gibi geçen yol sonrası akşam güzel bir dinlenme şart. Ertesi gün lezzet dolu bir İzmir Gastrofest bizi bekliyor.

Sabahın ilk saatlerinde EcoSport’a tekrar atlayıp festival için Alsancak Garı’na doğru koyulduk yola. Bilirsiniz, İzmir’in sabah ritüelleri meşhurdur. “Göç Mutfağı” konseptli festivalde de tüm İzmir klasiklerini bulacağımızı bildiğimiz için heyecanımız da oldukça fazlaydı. Giriş ve akreditasyon işlemlerini tamamlayıp gardan içeriye adımımızı attığımız anda karşımızda gördüğümüz gevrek ve tulum peyniri ikilisi doğru yerde olduğumuzu ilk adımda müjdelemeye yetti. İzmirliler simide gevrek, çekirdeğe çiğdem der. Hemen tadımlık birer parça alıp doğru Dostlar Fırını standına, boyoza doğru yöneldik. Boyoz ve fırında haşlanmış yumurta ikilisi ile kahvaltı klasiklerini tamamlayıp festival alanını turlamaya devam ettik. Sizi bilmem ama biz tren istasyonlarında gerçekleştirilen tüm etkinlikleri çok seviyoruz. Çocukluğumuzdaki tren yolculukları gibi… Öyle güzel geliyor ki havası…

Çay ve kahve eşliğinde festival alanını keşfederken kahvaltı sonrasında tadacağımız lezzetleri gözümüze kestirdik. Açılış konuşmalarını dinledikten ve Maria Canabal’ın Turkish Way filmini izledikten sonra tekrar lezzetlere verdik kendimizi. Festivalin konseptini de belirleyen göç mutfağının, İzmir mutfak kültürüne kattığı etkiyi lezzet zenginliğinden anlamak mümkün. Hem İzmir’in hem de İstanbul’un özel restoranlarının stantlarında şefler hünerlerini sergilemişler. Katılımcılar da tüm bu lezzetler bilet ücretine dahil olduğu için içeride bizim gibi tadıyorlar tüm lezzetleri. Özellikle birkaç standın önünde zaman zaman uzun kuyruklar oluştuğunu da söylemeden geçmeyelim.

Özetle gezdiğimiz gördüğümüz bizim olsun, yediğimizi içtiğimizi anlatalım biraz. Neolokal’den Kısır Tartar, B’ready’den Hamburger, Muranos’tan Dana Yanak, Cantinery’den Taze Zerdeçallı Humus, Naif’ten Narenciyeli Sonbahar Salatası, Mehmet Usta’dan Midye Dolma, Frankie’den Küşlemeli Lahana Turşusu Böreği, Mürver’den Ahtapotlu Salata, Dante’den Lazanya, Ent’den Midye Pilaki, Less Ordinary’den Arrangini, Balıkada’dan Balık Mezeleri, Seçkin Et’ten Asado, Hikmet’ten İzmir Kumrusu derken kabul edelim biraz fazla yedik. Üzerine de Dondurmino’nun doğal dondurmalarıyla finali yapıp Murat Bozok ve Jale Balcı şeflerin birlikte hazırladıkları atölyeye göz atıp Saffet Emre Tonguç’un kahvenin göç yolculuğunu anlattığı etkinliğe geçiş yaptık.

Festivalin en keyifli anlarını yaşadığımız keyifli söyleşinin ardından festivalin olmazsa olmazı müziğe de kulak vermeliydik. Önce Quintet’in caz performansı, ardından Aydok Moralıoğlu’nun kapanış performansı ile keyifli ve lezzetli bir festivale ruhumuzu da doyurarak noktayı koyduk.

Daha ilk senesinde oldukça yoğun geçen festivalde gelecek sene neler olacağını şimdiden merak etmeye başladık bile. Festivalin taşıma sponsoru Ford’un festivalde sergilediği EcoSport’un dizel motorlu aracını da inceledikten sonra kendi EcoSport’umuza atlayıp koyulduk tekrar İstanbul yoluna. Karınlar tok olunca aktif güvenlik sisteminin de verdiği rahatlıkla molasız bir yolculuk sonrasında İstanbul!

Yine, yeni, yeniden #fordileyolda görüşmek üzere…