8 Mart ve Eşitlik

Haydar Yenigün
Yazarlar

Haydar Yenigün Genel Müdür

Değerli çalışma arkadaşlarım,

Dünyaca ünlü gazeteci Gloria Steinem’in bir sözü ile yazıma başlamak istiyorum. “Kadınların eşitlik mücadelesi herhangi bir feministe, kuruma ya da organizasyona değil; insan haklarına değer vererek kolektif çaba gösteren herkese aittir.”

Bu sözü kendime insan haklarına inanan bir birey olarak çok yakın buluyorum.

Kadınlar Günü deyince herkesin zihninde oluşan algı eminim ki çok farklıdır. Ama genel olarak değerlendirildiğinde en büyük ve en önemli odak noktasının “eşitlik” olduğunu görürüz. Ben de bu konuyla çok ilgileniyorum ve literatürü de takip etmeye gayret ediyorum. Son dönemde okuduklarımdan aklımda kalanları sizinle de paylaşmak için bu fırsatı kullanmak istedim, umarım yararlı görürsünüz.

İnsanlar değerler üzerinden yaşıyor; kararlarımızı, nasıl yaşayacağımızı, ne yapacağımızı aslında hep kendimize edindiğimiz değerler üzerinden gerçekleştiriyoruz. Son dönemde dünyada öne çıkan 10 temel değer bulunmakta:

Adalet, Umut, Eşitlik, Uyum, Azim, Takdir, Onur, Saygı, Empati, Bağışlayıcılık.

Bu değerler elbette dünyanın içinden geçtiği döneme göre şekilleniyor. Şu anda içinde olduğumuz dünyayı ve olayları düşünmenizi istiyorum. İstediğiniz her şeyi düşünebilirsiniz. Günlük hayatınızı mesela; trafikte geçirdiğiniz anları, okul hayatınızı, iş yerinde yaşadıklarınızı, herhangi bir pazar alışverişini, hayallerinizi ya da daha genişe yayalım; şiddeti, savaşları, anlaşmazlıkları, ülkeler arasındaki gerilimleri…

Ben biraz da işim gereği dünyamızdaki dengeleri çok yakından takip ediyorum. Şikâyetlerimizi düşündüğümüzde, bu 10 temel değerden en az birinin yoksunluğuyla ortaya çıkan sorunlardan kaynaklandığını sizler de göreceksiniz… Çünkü bütün değerler bir zincir şeklinde birbirine bağlı. Örneğin; adalet, saygı ve eşitlik olduğu sürece var olabilir. Ya da uyum, empati ve bağışlayıcılık olduğu sürece adının hakkını verebilir. Bunların herhangi birinin yoksunluğu insanlığınızı sorgulamanıza neden olur. Ya da insan olarak haklarınızı… Yanılıyor muyum?

Gelelim konumuza. Eşitlik her açıdan ve herkes için gerekli dedik, ama günün anlamına istinaden konumuz kadın-erkek eşitliği olsun... Büyük ülkelerin bile denge sağlayamadığı, değerler zincirinin kırıldığı bu denklemde kadınlar temel değer zincirini bozmadan var olmak için eşitlik mücadelesi veriyorlar. Sadece kadınlar da değil, Steinem’in de altını çizdiği üzere insan haklarına değer vererek kolektif çaba gösteren herkes bu mücadeleyi veriyor.

Kadın-erkek eşitliğini sağlamaya çalıştığımız bir dünya, maalesef kadının halen erkek ile aynı değerde görülmediği bir dünyadır. Evet, böyle bir dünyada adaletten, saygıdan, empatiden söz etmek mümkün değildir.

İdealimizdeki dünyada eşitlik yine temel değerlerimizden biri olarak varlığını sürdürecektir; ancak süjesi kadın ve erkek olmayacaktır. İnsan olacaktır.

İşte tam da bu yüzden kadını erkekten ayırmadan, insan eşitliğinin yaşandığı güzel bir dünyayı bizim, sizin, hepimizin birlikte oluşturacağına inanıyorum. Buna etki alanımızda olan yerlerden başlamamız önemli –ki şirketimizde yarattığımız ortam ve elbette oluşturmaya gayret ettiğimiz çalışma şartları tam da bu düşünceden besleniyor. Alınan her kararda insanımızı odağa koyarak, değerlerimizi bozmadan süreklilik sağlayabileceğimiz bir dünya yaratıyoruz.

Her birinizin bu düşüncede olduğunu bilmek ise bana ayrı bir güç ve fark yaratmak için şans veriyor. Bunun mücadelesini veren ve verecek olan her insan benim için altın değerinde. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun…

Sevgiyle kalın,