Ford Ranger ile Mevlana’nın İzinde Konya’ya…

Ford blog slider görselleri

Sizin için Türkiye’yi gezip görmeye devam eden gezi blogger’ı Seymen Bozaslan, bu kez cesur aracımız Ford Ranger ile 3 şehrin misafiri oldu. 3 günlük bu macerayı kendi kaleminden okumak ister misiniz? Buyurunuz!

“Türkiye’de en beğendiğiniz, gezerken keyif aldığınız yer neresi?” diye bir soru gelse çoğu kişi Ege, Akdeniz, Karadeniz’e öncelik verir muhtemelen. Buralar da çok özel yerler ama Anadolu bir başka gerçekten. Bu keyifle bir cuma akşamı yola koyuldum. Önce Eskişehir, sonra Konya ve Karaman üzerinden mükemmel 5 gün geçirdim. Hadi gelin, sizlere Ford Ranger ile yaptığım bu Anadolu yolculuğundan bahsedeyim.

Eskişehir

Çok yakında Eskişehir ile ilgili ayrı bir #fordileyolda hikayesi olacak ama yine de hazır yolumun üzeriyken bir uğramak istedim. Kısa bir özet geçmek gerekirse Odunpazarı evlerinden, Porsuk kenarında oturmaya kadar birçok aktiviteyi yarım güne sığdırabildim. Cuma akşamı 21.00 gibi yola çıkarak gece 00.00 civarında konaklayacağım ve şehrin en güzel otellerinden biri olan Modernity Hotel’e giriş yaptım. Devamında Porsuk’ta çiğbörek deneyimi yaşadıktan, Kurtuluş Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra doğru Konya yoluna koyuldum. Eskişehir’e önümüzdeki  #fordileyolda hikayesinde ayrı bir beyaz sayfa açacağım. Onu ayrıca anlatırım.

Konya

Ve hoş bulduk Mevlana şehri Konya. Konya’ya aslında bakarsanız ikinci gelişim ama ilk kez bu kadar dolu dolu gezdim. Gerek mutfağı gerekse kültürüyle özel bir değerimiz Konya gerçekten. En özeli ise bunu hisseden özel bir şehir burası… Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Konya dümdüz bir ovaya kurulmuş bir şehir. Hal böyle olunca da parklar, bahçeler her yerde. Yokuşu olmayan,  minaresi bol bu şehirde gezilecek yerleri kısa kısa konuşalım hadi.

Mevlana Müzesi

Mevlana ve tüm yakınlarının kabirlerinin bulunduğu bir türbe aslında burası. Aynı zamanda tasavvuf adına birçok değerin detayını da görebileceğiniz bir müze. Burada dervişlerin hayatından Mevlevi dinine kadar birçok konuda bilgi sahibi olabilirsiniz. Beni en çok etkileyen şey ise hayat çeşmesi olmuştu. Tek bir su kaynağından tek bir su kaynağına giden bu çeşmede “Tek geldik, tek gideceğiz.” teması öyle bir işlenmiş ki etkilenmemek elde değil. Müze ücretsiz.

Şehitlik ve Şehitlik Müzesi

Burası şehitlik aslında. Ama girişine öyle değerli bir müze yapmışlar ki etkilenmemek elde değil. Kurtuluş Savaşı dönemini, öncesini ve sonrasını öyle güzel minyatürlerle anlatmışlar ki anlatılmaz yaşanır. Köy hayatı, askere giden, gazi dönenler hepsi tek tek işlenmiş bu müzede. Ayrıca, müzede bu güzel minyatürler sesli anlatımlarla da desteklenmiş. Türkiye’de milli duyguları kabartan önemli müzelerden birisi gerçekten. Konya’ya yolunuz düştüğünde önceliklerinizden olsun.

Meran Bağları

Konyalının keyif noktalarından birisi. Su kenarında oturup ailesiyle sohbet edenleri, su üzerinde deniz bisikletleri ile tur atan gençleri görebilirsiniz. Ayrıca buraya kadar gelmişken etli ekmek üzerine ünlenmiş Cemo’ya da mutlaka uğramalısınız.

Kelebekler Vadisi

Burası inanılmaz etkiledi beni. İçeri girdiğiniz andan itibaren kelebekler arasında yürümeye başlıyorsunuz. Durmadan uçan, üzerinize konan kelebekler var. Hatta bazen onlara basmamak için dikkatli bir şekilde adım adım yürüyorsunuz. Son derece özenle hazırlanmış bir tematik alan burası. Bu arada söylemek gerekiyor, içerisi kelebeklerin ömrünü sürdürebilmesi için son derece sıcak. İçeride nefes almakta zorlanacak kadar tropikal bir iklim içinde olabilirsiniz. Bu yüzden tişörtle gezin derim. Kelebekler Vadisi’nin en önemli misafiri ise hem dişi hem erkek genetikleri taşıyan bir kelebeğin olması. Ayrıca içeride kelebek türleri, böcek türleri ile ilgili birçok bilgi sahibi olacağınız stant da bulunuyor. Avrupa’daki örneği Viyana’da olan özel bir yer burası.

Bilim Merkezi

Güneş enerji panellerinin nasıl çalıştığını ya da elektrik dalgalarının nasıl işlediğini hiç merak ettiniz mi? Bilim ile ilgili merakınız, hobiniz varsa burası tam size göre. Listenize ekleyebilirsiniz.

Meke Gölü

Konya’ya 88 km uzaklıkta Dünya’nın nazar boncuğu denilen bir yer Meke Gölü. Günümüzde eski heybeti yok açıkçası. Hal böyle olunca aracımızın 4×4 özelliğini aktif hale getirerek göle doğru indik. Kurumuş topraklarda göl yatağında turladık. Zamanında su olan bir bölgede şimdi araçla dolaşmak gerçekten çok enteresanmış, bu benim için de bambaşka bir deneyim oldu. Ama değdi. Umuyorum en kısa sürede yine su ile dolar buralar ve biz yine uzaktan bakarız bu güzelliğe. Bu arada Karapınar ilçesinde Türkiye’nin tek çölü de mevcut, haberiniz olsun.

Konya’da gezilecek diğer nadide yerler ise şöyle;

Çatalhöyük
İplikçi Camii
Şemsi Tebrizi Camii
Alaaddin Tepesi
Sille Köyü
Tuz Gölü

Nerede Konaklamalı?

Konya’da hiç beklemediğim ama gerek dekoru ve lezzetleri gerekse ilgi alakasıyla beni benden alan bir tesis buldum. İsmi Araf! Konya’da Selimiye Camii’nin bulunduğu meydana 50 metre uzaklıkta, birçok farklı rengin bir arada uyum içinde müşterilerini ağırladığı bir otel burası. Mevlana’dan birçok izin bulunduğu Araf Otel’de 2 gece konakladım.  Özellikle Ömer Bey ve ekip arkadaşları son derece önem vermiş buralara belli. Ayrıca konakladığınızda, otel içinde köy kahvaltısı da yapmanızı öneririm.

Nerede Ne Yemeli?

Tiritçi Mithat
Cemo’nun Yeri
Nezih Etli Ekmek
Ali Baba Fırın Kebap
Çelebi Katmer, Künefe
Somatçı Fihi Ma Fih

Karaman

Karaman 5 ilçesi olan güzel bir şehir. Fakat şöyle bir durum var. 5 ilçeden 3 tanesi minimum 120 km uzaklıkta. Hal böyle olunca git git bitmiyor. Taşkale’den Ermenek’e, Başyayla’dan Taşkent’e kadar baya yol yaptım buralarda. Bazen karlı bazen de sisli noktalardan zirvelere yol aldım ve gerçekten Türkiye’ye bir kez daha aşık oldum desem yeridir.  Özellikle Ermenek ve Taşkale’ye bayıldım.

Rotamız gerçek bir ring turuydu. Konya’dan yola çıkarak Karaman, Mut, Ermenek, Taşkent güzergahı üzerinden tekrar Konya’ya giriş yaptık. Toplamda 460 km sürdü bu kısım. Bu yolu özellikle tercih ettim. Çünkü uçurum kenarlarında, dağ yamaçlarında yol yaparak hem güzel manzaralar eşliğinde ilerlemek hem de aracın performansını test etmek istedim. Zira başarılı da oldu. Ford Ranger ile geçirdiğim 5 günde en zorlu yollar buralardaydı ve Ford Ranger gerek arazide gerekse zorlu kış koşullarında tüm kuvvetiyle hem üstesinden geldi hem de sürücüsüne çok iyi bir güven verdi. Ford Ranger’ın bir başka güzel özelliği ise aracın iç konforunun üst sınıf bir jeep formatında olması. Geniş koltuklar, priz soketi, multimedya menüsü ile toplamda yaptığım 2.100 km’lik yolculukta son derece yardımcı oldu bana bu canavar.

Keyifle keşifle dolu bir #fordileyolda macerası daha sona erdi. Yeni hikayelerde görüşmek üzere…