Ford Focus ile Tarihte Yolculuk

Seymen Bozaslan

Son aylarda yaşadığımız kısıtlamalardan dolayı gezi yazılarına hasret kaldığımız gezi blogger’ımız Seymen Bozaslan, Ford Focus ile yeniden #FordileYolda rotalarında! Yurt içinde gidebileceğiniz farklı bir rotayı planlamak ya da satır aralarında ortamınızdan biraz uzaklaşmak isterseniz hadi Çatalhöyük ve Sonsuz Şükran Köyü’ne gidiyoruz!

Yazı ve Fotoğraflar: Seymen Bozaslan

2020 yılının şanssız başlangıcının yarattığı sıkıntıyı bastırmak için artık özellikle yurt içi seyahatler ve kara yolu yolculukları daha gözde durumda. Ben de böyle düşünerek 2020 yılında bir sürü karayolu yolculuğu planladım. Her biri kültürel birikimi arttırmaya ve doğa ile baş başa kalacak tarzda seyahatler olacak. Bu düşünceyle bu kez #FordileYolda rotamı İç Anadolu’ya doğru oluşturdum. Aslında ilk amacım Tuz Gölü’nde flamingolar çekmekti, fakat yağmurun şiddetini arttırması ve bulunduğum yerin balçık olması nedeniyle bu fikirden vazgeçmek zorunda kaldım ve Konya’ya doğru devam ettim. Ford Blog için daha önce Konya Gezi Rehberi başlığında bir gezi yazısı hazırlamıştım zaten. Bu kez biraz daha niş çalıştım. Ve iki önemli lokasyon Çatalhöyük ve Sonsuz Şükran Köyü’nü detaylı keşfetme imkânım oldu. Hadi biraz detayına inelim mi?

Çatalhöyük

Konya’ya 60 km uzaklıkta Çumra’da yer alan ve 9000 yıl öncesinden yaşamın belirtilerinin net şekilde görüldüğü Çatalhöyük’te, 2000 yıl kesintisiz bir yaşamın olduğu öngörülüyor. Hatta dönemin en kalabalık ve aktif nüfusu olduğu tahmin ediliyor. En kalabalık derken aklınıza aman milyonlar gelmesin tabii. Dönemin en kalabalık nüfusu 8000 civarında. Nüfusun yoğunluğu dışında bu kadar büyük insan grubunun bir bütün olarak yerleşim alanı kurması da arkeolog ve tarihçilerin her zaman ilgisini çekiyor.

Çatalhöyük’ün en ilginç özelliklerinden biri ise sakinlerinin ev düzenleri. Birbirine bitişik olarak planlanmış ve ev kapılarının çatılarda olduğu bu yerleşimlerde eve girişler çatıdan aşağıya merdivenle sağlanıyormuş. Ayrıca her evde ölüleri için bir alan da bulunuyor. Yani Çatalhöyük yerlileri ölüleriyle beraber aynı evde yaşıyor diyebiliriz.

Çatalhöyük’te duvarlarda bulunan hayvan figürleri de zaman zaman Göbeklitepe’de hissettiklerimi bir kez daha hatırlamama sebep oldu. Dönemin insanlarının yaptığı boynuzlu boğa çalışmaları ve çizdikleri leopar figürleri gerçekten görülmeye değer. Tabii sadece hayvan özelinde de çalışmalar olmamış. Pişmiş topraktan yapılan kadın figürleri de hâlâ günümüzde müzede sergileniyor. Sadece kadınların figürlerinin olması da kadına olan saygının işareti olarak değerlendiriliyor.

Sonsuz Şükran Köyü

Beton binalardan kaçmayı hiç düşündünüz mü? “Evet” dediğinizi duyar gibiyim. Peki, adım attınız mı? Genelde “hayır”, değil mi? Adım atılsa ne olurun canlı kanlı örneği olan yapımcı ve yönetmen Mehmet Taşdiken, Konya’da Beyşehir’e 5 km uzaklıkta Hüyük’te bu köyün ilk evini yapmış. Daha sonra ise, modacı Cemil İpekçi, yönetmen Orhan Oğuz, oyuncu Nilüfer Açıkalın, Prof. Dr. Nilüfer Karlı gibi birçok değerli ismin evlerinin yer aldığı köyde hane sayısı 9 yılda 34’e kadar çıkmış.

Sanatsal çalışmaların, atölyelerin, grup derslerinin gerçekleştiği köyde evlerin sayısı ise gelecek dönemde 70’e kadar çıkacak ve yapılaşması tamamlanacak. Tamamı kerpiç evlerden oluşan ve yan yana olduklarında müthiş bir görsel sunan evlerin arasında gezerken de çok fazla heykele veya boyanmış testilere vs. denk gelebilirsiniz. Aslında turizm amaçlı yapılmayan, sadece kültürü korumak için yapılan köy ise günümüzde kültüre olan özlemimiz nedeniyle fazlasıyla ilgi görüyor.