CES 2020 İzlenimlerim

Özgür Yücetürk
özgür yücetürk

Özgür Yücetürk Ford Türkiye İş Alanı Lideri

Vegas’ta olan Vegas’ta kalır derler, ama CES 2020’de neler olduğunu mutlaka anlatmam lazım… Şirketimizin teknolojiye, inovasyona ve yeniliklere açıklığı ve bu konulara verdiği önem dolayısıyla yöneticilerini dünyanın bu anlamdaki en önemli fuarlarından biri olan Consumer Electronics Show (CES) 2020’ye göndermesinin gururunu bizzat yaşayan isimlerden biri olarak genel izlenimlerimi biraz anlatmak, bu etkileyici fuarı sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Öncelikle tahminimden çok daha büyük bir fuardı. Normalde fuar deyince aklımıza bir sergi alanı gelir, büyük salonlar vardır ve bu salonlar birbirleriyle bağlantılıdır, birinden çıkar diğerine geçersiniz, aralarında kısa mesafeler bulunur. CES 2020 ise tek bir otelin fuar alanında değil; kuzey-güney hattında üç otele dağılmış bir alanda organize edilmişti. Dolayısıyla fuara olan katılımın, stant açarak katılım gösteren firma sayısı açısından da değerlendirdiğinizde ne kadar yoğun olduğunu tahmin edebilirsiniz. Otomotiv firmalarından teknoloji firmalarına, tüketici elektroniğinden start-up’lara varıncaya kadar geniş bir yelpazede organize edilmiş bu fuara 160 ülkeden yaklaşık 170 bin kişi katılmış.

İlk izlenimler

Ben bu fuara ilk defa katıldım. Açıkçası çok faydalandığım ve bir o kadar da yorulduğum bir fuar oldu. O kadar büyük bir alanı yürümek, her şeyi görmek kolay değildi tabii. Ama hem bireysel anlamda hem de şirketim adına kazanımlarının çok güzel olduğu kanısındayım.

Fuarda beni en çok etkileyen konulara gelecek olursam, önce tabii ki otomotiv bağlamında konuşmak istiyorum. Üç ana eğilimin değişmeden ilerlediğini gördük: elektrifikasyon, mobilite ve bağlanırlık. Hemen hemen her firma, sadece otomotivde faaliyet gösteren firmalardan bahsetmiyorum, otomotiv firmaları, otomotivde yan sanayi olarak adlandırabileceğimiz firmalar, teknoloji şirketleri, irili ufaklı start-up’lar, aklınıza gelebilecek bu konudaki farklı sektörlerden firmalar dâhi bu yarışta biz de varız diyebilmek adına çözüm önerileri, ürünleri ve hizmetleri üzerinde çalışmaktalar. Mesela Bosch’a gidiyorsunuz, Bosch sadece parça üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bir mobilite ya da bir bağlanırlık çözümünün üzerinde de çalışıyor. Ya da Samsung. Samsung araç içi eğlence sistemi dediğimiz ve dolayısıyla bağlanırlığı hayal ettiğimiz dünyadaki çözümler üzerine çalışıyor. Yine otomobil firmaları içerisinde olup, otomotiv sektörü içerisinde olup belli alanlarda uzmanlaşmış firmalar komple elektrikli araç altyapısına yönelik çözümler üretmekte, platformlar geliştirmekteler.

Dolayısıyla bu benim için oldukça etkileyiciydi. Herkesin bu yarışta olduğunu söylüyor olması, otomotiv sektöründeki bariyerlerin ortadan kalktığının da bir göstergesi aslında ve gelecekte rekabetin ne kadar sert ve yıkıcı olabileceğine dair de bir işaret niteliğinde. Bir yandan da farklı iş birliklerine de açık bir dünyanın varlığını kendi gözlerinizle görüyorsunuz.

Uygulanabilirlik, ulaşılabilirlik ve süreklilik

İleriye dönük çok kavramsal diyebileceğim, konsept olarak tariflenen vizyonlar var. Örnek vermek gerekirse Toyota geleceğin şehrini kurmaktan bahsediyor vizyon olarak, yani var olan şehrin içerisinde akıllı ulaşım çözümleri ya da optimizasyon modelleri değil, ben tamamen sıfırdan bir şehir kuracağım diye bir vizyonu, bir konsepti var ve bunu anlatıyor.

Hyundai, Uber’le birlikte yeni bir taşıma ekosisteminden bahsediyor, ekosistem diyorum, çünkü çoklu ürünler sunuyor. Drone mantığındaki bir helikopterle bir noktadan bir noktaya taşıyor, indiği yer bir aktarma merkezi, o aktarma merkezinde havaalanlarında olduğu gibi dinlenme alanları var. Oradan otonom toplu taşıma araçlarıyla bir sonraki istasyona ya da gideceğiniz noktaya gidebiliyorsunuz gibi konseptler var.

Ford standı

Ford standında en gözde ürün tabii ki Mustang Mach-E’ydi. Hem Kuzey Amerika’nın bu araç için çok önemli bir pazar olması hem de piyasaya çok yeni sunulmuş bu ürünün, gerçekten herkesin tam elektrikli aracını çıkartmaya çalıştığı bir noktada somut olarak fuarda sergilenmesi Ford açısından oldukça önemli bir hamleydi.

“Diğerleri konuşurken biz üretiriz” reklamı vardı Kuzey Amerika’da, biraz da o reklama dem vuran bir biçimde, bu benim bu işe bakışım ve bu işteki icraatım dercesine haklı bir gururu görmek benim için de tarifsiz bir keyif oldu. O yüzden Mustang Mach-E’yi, bu araçla hayatımıza giren connectivity özellikleri, mobilite çözümleri, FordPass’le birlikte hayatımıza giren uygulamalar esasında Ford’un bu konudaki somut icraatları olarak sergilenmesi oldukça iyiydi.

Ayrıca “Digit” adlı robotla; birçok firmanın son kilometre, son mil çözümü dediği “last mile delivery” konseptindeki çalışması bence yine icraatını göstermesi açısından kıymetliydi. Sonuçta herkesin bu konuda çalışma yaptığını biliyoruz, ama Ford’un robotunun orada demoyu yapabiliyor olması çok dikkat çekiciydi. Bu da esasında Ford’un gerçekten gelecek eğilimlere dair bunları ne kadar sahiplendiğinin, bu alana ne kadar çok yatırım yaptığının, kaynak ayırdığının ve somut bir şeyler üretmeye başladığının da göstergesi olması açısından da önemliydi.

Sadece robot için söylemiyorum, elektrikli pikap konusunda iş birliği yaptığı Rivian’ın da fuarda sergileniyor olması Ford’un geleceğe dair taahhüdünü net bir şekilde ortaya koymakta. Gelecek dünyaya ve vizyona dair hem bugüne kadar göstermiş olduğu icraatlar hem de yapmaya çalıştıkları Ford’un bu yarışta “ben de iddialı bir biçimde rol alıyorum, dönüşüyorum, değişiyorum” mesajının altını çok keskin bir şekilde çizmekte ve ispatlamakta.

Ford Otosan teknolojileri

Fuarı gezerken neden F-Vision’ı burada görmeyelim, neden olmasın, diye düşündüm. Biz Ford Otosan’da ileri teknoloji çalışmaları üzerine Ar-Ge faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ağır ticarideki projelerimizden F-Vision bunun bir örneği. Ayrıca otonomla alakalı olarak çalışmalarımız devam ediyor; AVL ile yaptığımız iş birlikleri, Platooning gibi teknolojiler bizim gelecekteki otomotiv dünyası içinde kuvvetli bir şekilde yer almak isteyişimize dair somut doneler. Böyle bir fuarda gelecekte Ford Otosan’ın yer almaması için herhangi bir engel görmüyorum ve hatta kısa zamanda yer almayı diliyorum.

Diğer dünyalar

Her ne kadar odağım otomotiv dünyası olsa da akıllı ev teknolojilerinden ulaşıma, robotlardan bilgisayara ve giyilebilir teknolojilere kadar geniş bir yelpazede sergilenen ürünler arasında beni oldukça etkileyen birkaç üründen de bahsetmek isterim.

Çok enteresan bir ürün vardı, daha doğrusu bir start-up. Öğrenmeyle alakalı olarak konsantrasyonu arttırdığını iddia eden ya da öğrenme ve eğitim sırasında konsantrasyonun ne seviyede olduğunu ölçümleyen bir üründen bahsediyorum. Başa bir halka, bir taç gibi takılan bir cihaz, bir de bir software var. O taç ve software birlikte uyumlu çalışıyorlar. Yönetici ya da öğretmen tacı takan öğrenci ya da kursiyerin o anki konsantrasyon seviyesini görebiliyor, düşüklük olduğunu hissettiğinde de onun konsantrasyonunu arttırabilecek bazı aksiyonları alabiliyor ve bunu da ekrandan takip edebiliyor. Eğitimin maksimum verimlilik yaratabilmesi adına üretilmiş böyle bir çözüm bana çok ilgi çekici geldi açıkçası.

Ayrıca katlanabilir ekranlı ürünlerin geldiği son noktayı görmek ve artık yavaş yavaş ticarileşerek günlük hayatlarımızda normalimiz olmaya bu kadar yakınlaşmış olması yaşadığımız çağın gerçekten zamanın ötesinde olduğunu hissettiriyor.

Mutfak asistanlarından da bahsetmeden bitirmek istemiyorum. Mutfağa evde her kim giriyorsa, kim yemek yapıyorsa işleri kolaylaştıracak çözümler sunan birçok ürün gördüm. Hafta sonları kızlarımla yemek yapmaktan hoşlanan bir baba olarak mutfağımızda böyle bir robotun varlığını hayal etmeden duramadığımı itiraf ediyorum. Kim bilir belki yakın gelecekte piyasada yerlerini alırlar…

Mühendis ve yönetici kimliğimle bu fuara katılmama, çağımıza ve geleceğimize tanıklık etme imkânı yakalamama vesile olan şirketimizin bugüne kadar bu konulara harcamış olduğu emek ve çabayla bizleri getirdiği noktayı görmüş olmaktan duyduğum gururu bir kez daha burada dile getirmek isterim.