Bir Annenin Korona Güncesi

Gonca Sofuoğlu
gonca sofuoğlu

Gonca Sofuoğlu Temiz Müşteri Deneyimi Lideri

Konfor alanlarımızdan, günlük rutinlerimizden uzaklaşarak daha önce hiç yaşamadığımız şekilde endişeli ve bilinmez bir sürece girdiğimiz şu dönemlerde çalışan bir anne olarak, bir kadın olarak belki de tarihe bir not bırakma içgüdüsüyle bu yazıyı kaleme almak istedim.

Yaşanan salgının dünya genelindeki yıkıcı etkileri bireysel endişeden farklı olarak toplumsal bir kaygıya dönüşmüş durumda ve çocuk, genç, yaşlı demeden herkesin zihnini en çok meşgul eden konunun koronavirüs olduğunu görüyorum.

Hal böyleyken çocuklarımızın bu endişeli hallerimizden etkilenmiyor olduğunu düşünmek imkânsız. Hatta en ufak bir kar yağışında okullar kapanır mı heyecanını, erkene çekilen tatil ve evden eğitim kararına zerre kadar gösteremediklerine şahit olmak ben ve etrafımdaki diğer veliler için de farklı bir deneyim oldu.

Bu yazıyı herhangi bir didaktik amaçla yazmadığımı, sadece deneyim ve gözlemlerimden çıkarımlarım olarak ele aldığımı tekrarlamak isterim. Sizlerin de bu süreçte neler yaşadığınızı, ne gibi eylemlerde bulunduğunuzu merak ediyorum açıkçası… Bu platform bunları konuşabilmemiz için güzel bir zemin. O yüzden yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.

Konumuza geri dönecek olursam… Hepimizin ilk defa karşılaştığı ve büyüklerimizden, uzmanlarımızdan, yetkin isimlerden (zira onlar için de ilk) bile net cevaplar alamadığımız bir bilinmezliği yaşıyoruz.

Bu bağlamda naçizane kendi yaptıklarımdan biraz bahsetmek istiyorum. Evde artık televizyon açmıyoruz, en azından haber kanallarını açmıyoruz. Haberleri dijital platformlardan takip ediyoruz ve çocuklarımıza bilmeleri gerektiği kadarını iletiyoruz. Çocukların dünyası bildiğiniz gibi bizlerden çok daha farklı ve dolayısıyla kendimiz bir endişe halindeyken onların endişelerini doğru bir şekilde ele alıp alamadığımız ilerisi için önemli.

Yaratıcı aktiviteler ve farklı konularda sohbetler için bir fırsat olarak görüyorum çocuklarımla vakit geçirmeyi. Böylece hem kaliteli zaman geçiriyoruz, hem onları hem de kendimi endişeden uzak tutabiliyorum.

Okullar, bazı işletmeler ve sektörlerden kapanma haberleri geliyor, bazıları ise evden çalışma sistemine geçtiler. Çalışan anne babalardan evde çocuklarıyla çalışma hayatlarını sürdürme deneyimleri ile ilgili anlattıklarını dinliyorum, sosyal medyada paylaşılanları izliyorum. Her annenin kendi doğrusu vardır ya, ben de bu konularla ilgili kendi doğrularımı oluşturmaya çalışıyorum.

Önlem almaya çalışıyorum, ama abartmamaya da gayret ediyorum. Evde stok yapmadım mesela. Yapanları da yargılamıyorum, demin dediğim gibi herkes bu durumla ilk defa karşılaşıyor, kendi doğrularını oluşturuyor. Ama sağduyulu olunmasını istiyorum, diliyorum. Ailece temizliğe, hijyene azami düzeyde dikkat ediyoruz. Besin değeri yüksek yiyecekleri tercih ediyoruz. Uykumuzu düzenli tutmaya çalışıyoruz. Bireysel olarak yaptıklarımız bunlar. Kedilerim bile duruma ayak uydurdu, yıkanmaktan hoşlanır hale geldiler.

Dışarı mecbur olmadıkça çıkmıyoruz. İşten eve, evden işe. Varış noktalarında ilk durak hep belli: ellerimizi iyice yıkayabileceğimiz bir lavabo.

Kendi doğrularımızı oluştururken insanlığımızı ve vicdanımızı da yeniden keşfediyoruz. Bu bilinmez sürecin en önemli kazanımının bu olacağını neredeyse herkes kabullenmiş durumda. Evet, çok karamsar olunacak bir tablo ile karşı karşıyayız, ama önlemleri elden bırakmadan biraz Polyannacılık oynamanın da kimseye zararının dokunmayacağını düşünüyorum.

O yüzden çocuklarıma bu süreci bir fırsat olarak görmelerini söylüyorum. Olumsuz etkisi olan bilgisayar oyunlarından, sosyal medya içeriklerinden olabildiğince uzakta birlikte vakit geçirebileceğimiz, birlikte yeni deneyimler yaşayacağımız, birlikte aşacağımız, birlikte üstesinden geleceğimiz rafine bir süreç.

İleride, tüm bunlar geride birer anı olarak kaldığında hepimizin “ne günlerdi” diyerek, kayıpsız bir şekilde hayatlarımıza devam ettiği anları yaşamak dileğiyle… Sağlıkla ve sağduyuyla kalın.