Otomotiv Sektöründe Kadının Yeri ve Önemi

Ali R. Aksoy
Yazarlar

Ali Rıza Aksoy İnsan Kaynakları Lideri

Bir önceki yazımda kadınların çalışma hayatına katılımının nasıl başladığı, kadının çalışma hayatına katılmasıyla sağlanan ya da sağlanacak olan hem maddi hem manevi katma değeri ve kadının hayatın her alanına daha çok katılması için atılması gereken adımlardan bahsetmiştim. Bu kez sektörümüzde, yani otomotiv sanayisinde kadının yeri ve önemini anlatan bir yazıyla karşınızdayım.

Bildiğiniz gibi otomotiv, “erkek egemen” sektörlerden biri olarak görülür. Ulaşımda kullanılan her türlü araç, daha da derine indiğimizde ise mekanik ve mühendislik alanları, tarihsel süreç içerisinde hep erkek iş gücüne daha çok fırsat sunmuş, bu alanlar maskulenleşip kadınların uzak durduğu alanlar haline gelmiştir. Günümüzde eğitimde kadın ve erkeklerin birbirine yakın oranlarda tercih ettiği bu dallar, iş gücüne katılıma geldiğinde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden beslenen ön yargılarla kadınların uzak tutulduğu ya da durduğu konular arasındadır.

Hâl böyleyken yıllardır erkek egemenliğinde ilerleyen sektörlerin arasında yer alan otomotiv sektörü, değişen dünya ve gelişen teknolojiyle birlikte, sürekli aynı bakış açısına sahip tek cinsiyetle ilerlemeye çalışmış ve günümüzde “yetenek krizi” olarak adlandırılan bir durumun içerisine girmiştir. Kadınların hayatın her alanına katılmasıyla sağlanacak değerlerin yanında, otomotiv sektöründeki “yetenek krizi”nin aşılması da yine sektör profesyonellerine göre kadınların otomotiv sanayisine katılımıyla gerçekleşecek.

Peki, Türkiye’de durum ne? Genel Müdürümüz Haydar Yenigün’ün başkanlığını yaptığı Otomotiv Sanayicileri Derneği ve Deloitte Türkiye’nin hazırladığı geniş kapsamlı “Türkiye Otomotiv Sanayiinde Kadın” raporu aslında ülkemizdeki otomotiv sektörü içerisinde kadının yerini anlamamız için önemli bilgiler içeren bir kaynak.

Otomotiv dünyasından 1143 kadınla yapılan araştırmanın raporuna göre; bu sektördeki ofis çalışanlarının sadece %25’i kadın. %95’inin üniversite ve üstü eğitime sahip olduğu otomotiv sektöründeki bu kadınlar, sektörde daha fazla kadının istihdam edilmesi için tanımlanmış kariyer planları, uluslararası kariyer fırsatları ve esnek çalışma modelleri olması gerektiğine inanıyor. Kadın liderlerin daha görünür olması gerektiğine inanan yüksek eğitim seviyesine sahip bu kadınlar, otomotiv sektöründeki mevcut kadın lider örneklerini erkeklere kıyasla az buluyor.

Saha çalışanı kadın çalışanlarda da tablo maalesef değişmiyor. Onlar, otomotiv sektörünü “erkek egemen”, liderlik için önce erkekleri tercih eden, kadınlara destek sağlamada yetersiz ve iş-özel yaşamlarında denge kuramadıkları bir alan olarak görüyorlar.

Genel olarak her iki kesimde de ortak nokta, sektörün “erkek egemen” olduğu yönündeki fikir birliği… Buna ek olarak kadınlar, otomotiv sektörünü kariyerlerinde ilerleme fırsatı sunmayan, iş-özel yaşam dengesini kuramayacakları, yeterli gelir sağlamayacakları ve gelişimlerini destekleyecek fırsatlara sahip olamayacakları bir alan olarak görüyorlar. Bu doneler gerçekten üzerinde derinlemesine düşünmemiz ve çalışmamız gereken konuların başında geliyor. Üstelik aynı konu üzerinde Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmanın sonuçları da “erkek egemenlik” hariç diğer tüm noktalarda bu bölgelerde yaşayan kadınların Türkiye’dekilerle aynı fikirde olduklarını gösteriyor.

Bu kadar karamsar bir tablo çizdikten sonra, burada bir parantez açıp araştırmanın olumlu yönlerine de dikkat çekmek istiyorum. Otomotiv sektörünün iç dinamiklerine hâkim olan kadın çalışanlar, tüm zorluklarına rağmen otomotiv sektörünün adil olduğu konusunda hemfikir. Otomotiv ana sanayisindeki kadınların %62’si kendi çevrelerini, hatta kızlarını da bu sektörde çalışmak için teşvik edeceklerini söylüyor. Yine sektördeki kadınların %58’i, son yıllarda otomotiv sanayisinde kadınların lehine değişiklikler gözlemlediğini söylüyor.

Karar alma süreçlerine fikirleriyle katacakları farklı bakış açısı, dengeli kurumsal yönetim ve başarılı finansal performansla uzun vadede sektörümüz için önemli adımlar atılmasını sağlayacak kadınların gözündeki otomotiv sanayisi algısını değiştirmek hepimizin üzerine düşen ilk görev. Kadın-erkek olarak yaratacağımız bütünlük algısı, başarı hikâyeleri ve ortak kültürle, donanımlı kadınların otomotiv sektörüne katacağı değeri ve bağlılık hissini artırabileceğimizi düşünüyorum.