Türkiye’nin Pazarları 1. Durak - Ayvacık Pazarı: Coşkun Aral & Timur Akkurt Ford ile Yolda!

türkiyenin en iyi pazarları coşkun aral timur akkurt
coskun aral

Coşkun Aral Coşkun Aral

Yepyeni bir yolculuğun ilk durağından merhaba! Ford ile Yolda konseptiyle çıktığımız bu yeni serüvende sevgili Timur Akkurt ve ben, bu toprakların binlerce yıllık alışveriş geleneğinden bugüne devam eden pazar kültürünü keşfedecek, bu kültürün en lezzetli ve özgün örneklerini belgeleyerek sizlere aktaracağız. Hazırlamaktan heyecan duyduğumuz bu içerikleri hem Timur Akkurt'un Youtube kanalında izleyebilecek hem de Ford Blog'da özel notlarımla ve fotoğraflarla okuyabileceksiniz. Ardından takvimler sonbaharı gösterdiğinde Habitat TV ekranlarında da sizlerle buluşmaya devam edecek.

Timur'la dostluğumuz çok eskilere, rahmetli dostum Savaş Ay'ın A Takımı programına uzanıyor. Vaktiyle 90'ların Anadolu'sunu farklı yönleriyle belgelemek için yollara düşmüştük. Bunca yıl sonra yeni bir ekiple, yeni teknik imkânlarla yine Timur'la yollara düşmek benim için hem anlamlı hem de eğlenceli bir macera anlamına geliyor.

Gün Ağarmadan Yollara Düşüyoruz

Yolculuğumuzun ilk durağı, eşsiz bir doğaya ve tarihe sahip olan Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi. İstanbul'dan yola çıktığımızda saat sabahın dördü ve henüz hava karanlık. Güneşi yolda karşılamanın güzelliği bambaşka.

Yolda bize teknolojik donanımı ve müthiş konforuyla Ford Ranger Raptor eşlik ediyor. Geniş kasası sayesinde hem kamp mutfağımızı kurmak için gereken ekipmanları hem de Ayvacık Pazarı'ndan aldığımız ürünleri rahatlıkla taşıyabildik. Gittiğimiz yerlerde istediğimiz yemekleri rahat rahat yapalım diye Timur'un bir orman fırını bile aldığını Ayvacık'a yaklaşırken öğreniyorum.

Cuma günleri, uzun sokaklar boyunca kurulan Ayvacık Pazarı'nın en önemli özelliklerinden biri elbette bölge halkının kendi bahçelerinde en doğal yöntemlerle yetiştirdikleri meyve ve sebzeleri bizlerle buluşturması.

Çanakkale deyince akla ilk gelen sebze tabii ki domates. Türkiye'de, en güzel domateslerin yetiştiği bölgelerin başında gelen Çanakkale'nin Ayvacık Pazarı'nda domatesi kasalarla alanlar gözümden kaçmıyor. Malum, zaman kışa hazırlık yapma zamanı: En güzel domatesler kışlık sos ve salça olarak hazırlanmak üzere gittikleri evde kaynatılacak ve hazırlanıp kavanozlara konulacak. Bunun için gereken mutfak araç gereçleri de Ayvacık Pazarı'nda mevcut.

Bir diğer uğraş zeytincilik. Zeytincilik, bu coğrafyanın çok büyük bir kısmında yoğun olarak yapılmakta. Hem kahvaltılık hem de yağ olarak ciddi bir kapasiteye sahip. Özellikle erken hasat soğuk sıkım zeytinyağını bol bol tüketmekte fayda var. Hem inanılmaz lezzetli hem de sağlığımız için çok faydalı.

Peki, Çanakkale'yle özdeşleşen bir diğer ürün ne diye sorsam? Tabii ki akıllara hemen Ezine Peyniri gelecek. Ezine ile Ayvacık komşu kasabalar, dolayısıyla en leziz peynirler Ayvacık Pazarı'nda da boy gösteriyor.

Peynirler Arasında Özel Bir Yeri Var: Ezine Peyniri

Ezine peynirini bu kadar özel yapan unsurlardan biri hazırlanma süreci ama asıl sırrı, hammaddesi olan sütü, bölgede yetiştirilen koyunlardan alıyor olması. Çanakkale'nin eşsiz doğal ortamında yetiştirilen koyunların sütü, keçi ve inek sütlerine göre hem daha lezzetli hem de daha koyu kıvamlı oluyor, bu sayede kahvaltıların vazgeçilmezi olan Ezine peyniri de özgün tadıyla karşımıza çıkıyor.

Hayvancılık demişken, özellikle Ayvacık'ın bu alanda epey üretim yaptığını söylemek gerek. Bölgenin sağlıklı, ferah ortamlarında beslenen hayvanların kekik kokulu etleri sadece yerel halka değil çevre kasabalardan gelenlerin, bölgedeki yazlıkçıların veya bir şehirden bir şehire giderken pazara uğrayanların tercihi oluyor.

Şehirden Uzaklaşmak İsteyen Her Yaştan İnsanların Tercihi

Ne var ki köylerden kentlere ve kasabalara göç burada da etkisi göstermiş, bu yüzden gençler köylerde yaşamayı ve tarımla, hayvancılıkla meşgul olmayı pek tercih etmedikleri için bölgedeki üretim de gittikçe düşüyor. Köylerde kalanlar üretime devam etse de kimi aileler de gençlerle birlikte göç etme yolunu seçiyor.

Bu göçlerin bir başka sonucu daha var: Bölge nüfus yapısının değişmesi. Göçlerle boşalan köy veya kasaba evleri ile arsalar, şehirden gelenler tarafından satın alınıyor. Daha önceki yıllara kadar daha çok yazlık olarak kullananlar söz konusu olsa da artık tüm hayatını bölgeye taşıyanların sayısı da bir hayli fazla. 

Yaşam şartlarının her açıdan daha uygun olması, denize yakınlık, doğal ortam, sağlıklı koşullar gibi daha pek çok sebeple buraya gelenler özellikle sahil şeridi, Assos, Kaz Dağları, Geyikli gibi yerleri kendilerine mesken tutmuşlar. Buradaki köy ve kasabalarda ciddi bir şehirli yerleşimi var. Şehirden gelen pek çok kimse, bu bölgede mülk ve arazi sahibi oluyor. Burası, büyük şehirlerden çok fazla göç alan bir bölge. Özellikle sahil şeridi, Asos, Kaz Dağları civarındaki köylerde ciddi bir şehirli profili var.

Aklınıza sadece emekli olup da buraya yerleşenler gelmesin. Göç edenler arasında genç nüfusun dikkat çektiğini söylemem gerek. Üstelik başka işlerle uğraşanların yanı sıra bölgenin tarımına da yatırım yapıyorlar. Gençlerin sahip olduğu teknolojik bilgi birikimiyle bölgedeki tarıma hem yatırım hem üretim anlamında gelen taze kanın ilerleyen yıllarda daha belirgin olacağını görmek sürpriz olmaz.

Soframızı Ege'nin Kıyısına Kuruyoruz

Biz pazardan alışveriş yaparken akşam neler yemek isteyeceğimizi düşünerek hareket ettik. Bu yolculuk boyunca bir lezzet avcısı olarak mutfakla ilgili her türlü iş benim sorumluluğum altında. Dünyanın sadece en ilginç yemeklerini tatmakla kalmayan, aynı zamanda vahşi ormanlardaki kabilelerle bile yemek yapmış biri olarak ülkemin en güzel denizlerinden birinin kıyısında ekip arkadaşlarıma üstelik kendi seçtiğim doğal malzemelerle yemek hazırlamak bambaşka bir keyif.

Ben pazardan kızartmalık bamyaları, ince ve küçük sakız kabaklarını, soğan sarımsak gibi lezzet arttırıcıları ve buranın eşsiz domateslerini seçtim. Ekmek ve diğer alet edevatları da Timur'dan rica ettim.

Ayvacık Pazarı'ndan aldıklarımızı Ford Ranger Raptor'a yerleştirdikten sonra Timur ve ekip arkadaşlarımızla kendimizi Çanakkale kıyılarına atıyoruz. İhtiyacımız olan her şey aracımızda: Kamp ekipmanlarımızı kuruyor, ocağımızı yakıyor ve Ayvacık Pazarı'ndan aldıklarımızla mütevazı ama sağlık ve lezzet dolu bir sofra kuruyoruz. Gün batarken bize müthiş bir manzara eşlik ediyor ve gelecek yolculuğumuzun planını yapıyoruz.

Ford Ranger Raptor ile bir sonraki yolculuğumuz Bergama Pazarı olacak. İki hafta sonra, 28 Temmuz Perşembe saat 20.00'de yeni videomuzla ve yeni bir blog yazısıyla buluşacağız. Ve elbette Ford ile yollarda olmaya ve Türkiye'nin pazarlarını keşfetmeye devam edeceğiz. Bizi takip etmeyi, Youtube kanalına abone olmayı, yorumlarınızı ve önerilerinizi paylaşmayı unutmayın.