Türkiye’nin Pazarları 2. Durak - Bergama Pazarı

bergama
coskun aral

Coşkun Aral Coşkun Aral

Kısa bir aradan sonra tekrar merhaba! Bu haftaki yolculuğumuzu anlatmaya başlamadan önce, borç bildiğim birkaç teşekkürü etmek isterim: “Türkiye'nin Pazarları” sevgili Timur Akkurt ile benim uzun zamandır hayalini kurduğumuz bir yolculuktu. Bu hayali hakikate dönüştürme aşamasında diğer destekçilerimiz gibi Ford Otosan ekibi de bize büyük destek verdi. Ve bir o kadar güzeli de; daha ilk bölümden itibaren müthiş yorumlar, izlenme sayıları, programa fikir ve öneri anlamında verilen destekler gördük. İlk bölümün yayınlandığı günden beri gittiğimiz, gördüğümüz her yerde “Türkiye'nin Pazarları”yla ilgili övgüler alıyoruz ve bu bizi mutlu etmenin yanında en önemlisi de motive ediyor! Herkese ayrı ayrı sonsuz teşekkürler.

Evet, gelelim yolculuğumuzun ikinci durağına: Bergama Pazarı... Bize sabahın ilk ışıkları daha belirmeden İstanbul'dan çıkıp Ayvacık'a dek konforlu ve güvenli bir yolculuk sunan Ford Ranger Raptor, Bergama yolculuğunda da eşlik etmeye devam ediyor. Çekim ekipmanlarımızı, kamp malzemelerimizi, kişisel eşyalarımızı kolaylıkla hatta bolca yer bırakarak yüklediğimiz, yorulduğumuzda bir kabin konforuyla içinde huzurla dinlenebildiğimiz aracımızla şimdi Kuzey Ege'den güneye doğru seyrediyoruz. Bu coğrafyanın henüz bozulmamış doğal dokusunun arasından göz kırpan evlerin, tarihi kalıntıların eşliğinde yol almak bambaşka bir keyif.

Tabii öyle sessiz bir yolculuk da yapmıyoruz. Timur'la yaptığımız sohbetlerin en güzel kısımlarını da sizlerle paylaşıyoruz. Mesela, "Bergama Müzesi neden Berlin'de?" Sahi, neden? Cevabı videoda.

Gelelim Bergama Pazarı'na

Pazarın girişinde Timur'la ayrılıyoruz. Ben yemek için malzemeleri toplarken o da Ayvacık'ta ortaya çıkan eksiklerimizi Bergama’dan tedarik etmek için pazarın dışına gidiyor. Pazarın yakınında, satın alacak pazar arabası bulmak da hayli zor. Timur'un epey gezmesi gerekecek.

Bergama Pazarı cumartesi günleri kuruluyor. Burada iki önemli amaç var: Yerel ve doğal olan ürünlere insanların hem daha kolay hem de daha ekonomik koşullarla ulaşmaları.  
Peki, yerel ürünler derken neyi kastediyoruz? Öncelikle buraya özgün olan alacalı patlıcanlar. Bu patlıcan, akşama yapacağımız yemeğimizin ana maddesi olacak. Ve bir diğer önemli malzemeye, hem de bu yörenin önemli ürünlerinden biri olan çam fıstığına ihtiyacımız var.

Çam Fıstığı Fiyatı Altınla Yarışıyor

İşte bu noktada büyük bir sorun yaşıyoruz. Altını çiziyorum: Bu bölge, çam fıstığının anavatanı niteliğinde. "O zaman sorun ne?" diyebilirsiniz, aslında cevabı bulmak zor değil: Çam fıstığının fiyatı... Çam fıstığının fiyatı o kadar yüksek ki vatandaş alamıyor, vatandaş alamayacağı için de satıcı hiç o riske girip tezgâhına koymuyor. Çünkü kilosu 1000 TL olan bir üründen bahsediyoruz!

Ee, serde gazetecilik var. Timur da ben de bu bölgenin kendi ürününü bulmakta neden bu kadar sorun yaşadığını merak ediyoruz. Bu merakı gidermek için de fıstığın üretildiği, fıstık çamının üretim bölgesi olan Kozak'a direksiyonumuzu çeviriyoruz. Ancak yine bir olumsuzlukla karşılaşıyoruz: Çam fıstığı üreten fabrika tamamen kapalı durumda. 

Çok iyi hatırladığım geçmişte, adeta çam fıstığının borsası olarak anılan köye gidip muhtar ve köylülerle görüşüyoruz. Düşünün, yemekte kullanmak için gereken bir avuç fıstığı muhtar kayınvalidesinden alıyor. Fiyatların neden altınla yarıştığını, bir dönem bölge ekonomisine yön veren bu değerli ürünün birdenbire azalmasının sırrı çözmeye çalışıyoruz.

Menüde Bergama Çığırtması Var

Günün ilerleyen saatlerinde artık yorgunluğumuzu atarken keyif çatmanın ve karnımızı doyurmanın zamanı da geliyor. Aracımızdaki mutfağı doğaya zarar vermeden kullanabileceğimiz, bize uygun olarak gösterilen bir araziye kuruyoruz. Bu bölümde başka bir şey deniyoruz: Ben hem ekibin büyüğü hem de şef olarak Timur'u yönlendireceğim, o da mutfakla pek de arası olmayan bir arkadaşımız olarak tamamen benim yönlendirmelerime göre yemek yapacak. Menüde ne mi var? Bergama çığırtması. 

Ben Bergama çığırtmasını daha önce defalarca ve keyifle yedim, malzemelerini ve nasıl yapılacağını biliyorum ama atalarımızın "Bin bilsen de bir bilene sor." nasihatine uyarak pazarda gördüğüm bir ablamızdan tarifi teyit ediyorum. Mesela, patlıcan yemeklerinde patlıcanların acısını alsın diye önden suda bekletmek gerekir. Oysa Bergama'nın yerel, alacalı patlıcanları için böyle bir gereklilik yok. Ablamızın da dediği gibi, kızgın zeytinyağının içine bırakmak yeterli.
Bergama çığırtması, tam bir pazar yemeği: Patlıcan ve domatesin müthiş uyumuna, olmazsa olmaz sarımsaklar eşlik ediyor. Ellerimle doğradığım malzemeler, Timur'un ilk yemek yapma deneyimi eşliğinde birbirlerine lezzetlerini karıştırıyor. 

Yemekte acıyı sevdiğim için Timur'dan baharat eklemesini rica ediyorum. Üstelik yine yerel bir lezzet olan süzme yoğurdumuz da hem yemeğe lezzet katması hem de bu acıyı bastırması için tabağa eklenecek.

Yanına da pazardan aldığımız lezzetli, ev yapımı erişteleri, binbir zahmet ve araştırmayla edindiğimiz çam fıstıklı özel bir sosla pişirip ekleyeceğiz. 
Ben anlatırken ve Timur yemeği yaparken şirin mi şirin, ama ciddi bakışları ve sivri boynuzlarıyla irice bir dostumuz misafirimiz oluyor. Timur'la, bu dostumuzun inek mi yoksa akraba bir başka tür mü olduğunu, bizden bir şey mi istediğini yoksa rahatsız mı olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Timur bir yandan yemekle uğraşırken bir yandan da dostumuzun gönlünü kazanmaya çalışıyor.

Peki, hem yemek hem dost edinme çabalarımız nasıl mı gitti? Onu da Türkiye'nin Pazarları'nın ikinci bölümünde şimdi izleyebilirsiniz:

Eğlence, bilgi ve heyecan dolu yolculuğumuzun bir sonraki bölümü yine iki hafta sonra, sevgili Timur'un YouTube kanalında. Ford ile Yolda konseptiyle rotamızı bu sefer de Bartın'a çevireceğiz ve Bartın Kadınlar Pazarı'nı gezeceğiz. Buraya tıklayarak kanala gidebilirsiniz. Unutmayın, abone olmanız, bildirimleri açmanız, videolarımızı beğenip yorumlayıp paylaşmanız bu yolculuğun daha çok insana ulaşması için çok ama çok önemli. 

Eliniz değmişken her pazar kendi meslek hayatımdan notları ve maceraları paylaştığım Coşkun Aral Anlatıyor kanalıma da abone olursanız tadından yenmez tabii.

Görüşmek üzere!