Türkiye’nin Pazarları 19. Bölüm: Eskişehir Cumartesi Pazarı

TRP19esk
coskun aral

Coşkun Aral Coşkun Aral

Türkiye’nin Pazarları macerasının yepyeni durağından, her şeyiyle çok farklı, çok özel bir şehir olan Eskişehir’den merhaba! Geçtiğimiz haftalarda Anadolu Üniversitesi’ndeki öğrenci kardeşlerimiz beni, sevgili Timur Akkurt’u ve Şenay Akkurt’u dijital yayıncılıkla ilgili bir söyleşiye davet ettiklerinde hem çok mutlu olduk hem de “Hazır Eskişehir’e gitmişken Türkiye’nin Pazarları’nın yeni bölümünü neden orada çekmeyelim?” dedik ve yola çıktık. Ford Tourneo Custom ile İstanbul’dan çıktığımız yolculuğumuz her zamanki gibi dört dörtlük, konforlu ve güvenli geçti.

Eskişehir hem ilkleriyle hem de özgün, yenilikçi yaklaşımıyla bambaşka bir şehir. Yaşam tarzıyla, insanlarıyla, temizliğiyle, düzeniyle, liyakatla yönetilmesinin olumlu sonuçlarıyla sadece Türkiye’nin değil dünyanın en özel şehirlerinden biri olan Eskişehir, yerel değerlerini korurken evrensel normlara da açılan bir yer. 

Tabii ki öğrenci kenti olmasının bu konuda etkisi var. Durum böyleyken formatımızı bu bölümde öğrenci kardeşlerimize uyarlayalım dedik ve malum ekonomik şartlarda hem ucuz hem de vitamini, proteini bol bir öğrenci önerisi verelim dedik. Makarna tabii ki başrolde ama yalnız değil.

Eskişehir Cumartesi Pazarı · Görece Uygun, Taze ve Bol Çeşit

Eskişehir’de pazarın kurulduğu cumartesi gününe denk geldiğimiz için şanslıyız. Eskişehir Cumartesi Pazarı, biraz da havaların ısınmasıyla görece düşen fiyatlarla birlikte tazelik ve bol çeşit sunuyor. Ne var ki pazarda artık yarım kiloluk fiyat tabelalarını görmek üzüyor. Çok küçük yaşlardan itibaren pazarlara giden biri olarak Türkiye’de yarım kiloluk tabelaları ilk kez gördüğümü söylemem gerekiyor. 

Gelelim alışverişe…Dediğim gibi, bugün uygun fiyatlarla vitamini, proteini bol bir öğrenci yemeği yapacağız. Bu yemeği zamanında Fransa’da genç bir gazeteciyken sık sık yapardım.

Neler alıyoruz Eskişehir Cumartesi Pazarı’ndan? Fesleğen, maydanoz, nane, sarımsak, domates, biber, mantar ilk aklıma gelenlerden. Soğan ve patatesi de ekliyor, bugünkü yemeğimizde kullanmayacaksak da bulmuşken kaçırmamak için biraz Eskişehir salatalığı alıyoruz.

Makarna başrol demiştik. Bunun için marketlere gitmeye gerek görmüyoruz, bölge halkının yaptığı ev yapımı makarnalardan bir miktar fiyonk makarna satın alıyoruz.

En Uygun ve En Besleyici Et Seçenekleri

Kasap tabelasını görünce Timur’un aklına löp et düşüyor ama benim aklımda başka bir şey var. Kasaptan bir miktar tavuk ciğeri ve bir parça da dana böbreği alıyoruz. Toplam 35 TL’ye çıkıyoruz dükkandan.

Ben arabanın yolunu tutarken Timur uyarıyor ve onun için çok önemli olan, bize de mutlaka gereken şeyi, ekmeği unuttuğumuzu hatırlatıyor.

Ekmeği alıp geniş bagaj hacmiyle tüm çekim ve yol ekipmanlarımızı kolaylıkla sığdırdığımız Ford Tourneo Custom’la tekrar yola çıkıyoruz.

Mutfağımız Eskişehir Porsuk Çayı’nda

Bugün mutfağımızı Eskişehir’de Porsuk Çayı’nın üzerine, hem bizim için güvenli hem de doğaya zarar vermeden yemek yapabileceğimiz bir alana kuruyoruz. Bizi ağırladıkları için Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne ve değerli hocamız Yılmaz Büyükerşen’e bir kez daha teşekkür ederiz. Yılmaz Hoca’yla tanışıklığımız çok eskilere dayanır, hikâyesini videoda anlattım.

Yemeği yapmaya başlıyoruz. Sarımsağı soyması için Timur’a veriyorum, o sırada ben de hazırladığım yeşillikleri kıyıcıya koyuyorum ve Timur’un hazırladığı sarımsaklarla birlikte bir güzel kıyıyoruz.

Biberleri doğruyorum. O sırada Timur tavaya yağı koyuyor ve biraz aceleyle karışımı henüz kızmayan yağa atıyor. Acıkmış olmalı diye düşünüyorum, o yüzden hemen makarna suyunu da ocağa koymasını söylüyorum.

Biberleri ve Timur’un çok ama çok sevdiği fesleğenleri de tavaya ekliyoruz. Ardından mantarı da ekleyip yemekten çıkan kokuyu çok daha güzel bir hale getiriyoruz. Tuz ve baharatları eklemeyi de unutmuyoruz tabii.

Bu tür yemeklerin en güzel parçası olan domatesleri de doğradıktan sonra karışıma ekliyoruz ve sıra etlere geliyor.

Hem dana böbreği hem tavuk ciğeri almam yanıltmasın, hepsini aynı yemeğe koymayacağız. Maksat, kırmızı et sevene kırmızı etli, beyaz et sevene beyaz etli bir menü sunmak. Bu yüzden iki ayrı tavada benzer karışımın tavuklusunu ve etlisini hazırlayacağız.

Doğranmış dana böbreğini karışıma ekliyoruz. Karışıma dair detayları videoda anlattım, hem de Fransa anılarımla birlikte. Biraz daha mantar takviyesinden sonra kapağını kapatıp iyice pişmeye bırakıyoruz.

Makarna pişince suyunu ayırmasını istiyorum Timur’dan. Türkiye’nin Pazarları mutfağında hiçbir şey ziyan edilmez. Makarnanın suyundan daha sonra yemeğe ufak ufak ekleyip lezzetini artıracağız.

Bu sırada yeni bir karışım daha hazırlıyoruz. Yeni bir tencerede yağı kızdırınca yağ, tuz, karabiber ve kıyılmış soğan ile biberi de ekliyor ve tavuk ciğerini de koyup bir güzel kavuruyoruz. Ardından domatesi de ekliyoruz ve kapağını kapatıp pişmeye bırakıyoruz.

Makarnaya hiçbir ek işlem yapmıyoruz, karışımlar hazır olunca makarnanın üzerine yerleştiriyor ve konuk jürimizle afiyetle yemeye başlıyoruz. Sonuç olarak yaklaşık 100 TL gibi bir bütçeyle 5-10 kişilik çok besleyici bir yemek hazırlıyoruz.

Umarız bu bölüm de hem eğlencesi hem de önerileriyle ilginizi çeker. Türkiye’nin Pazarları yepyeni bölümlerle maceraya devam edecek. Ferah, iç açıcı ve eğlenceli duraklarda görüşeceğiz. Bizlere abone olmayı, bildirimleri açmayı, yorum ve beğenilerinizle hem önerilerinizi hem de desteklerinizi iletmeyi unutmayın.

Görüşmek üzere!