Küçük Mutluluklar Rehberi

Küçük Mutluluklar Rehberi

Kimimiz kariyerinin başında, kimimiz sonlarında… Hiçbirimizin daha önce hiç yaşamadığı ve bir daha yaşamasını ummadığımız, değişik bir sürecin içindeyiz aylardır.

Kendi sağlığımız için bir süre evlerimizden devam ettiğimiz çalışma hayatlarımız yavaş yavaş yeniden ofis ve fabrika ortamına taşınıyor. Hem şirketimizin, hem devletimizin hem de bireysel olarak aldığımız önlemlerle normalleşmeye, daha doğrusu yeni bir normale alışmaya çalıştığımız bir süreçteyiz.

Hiçbir şey bıraktığımız gibi değil, belki de asla olmayacak. Ama olana alışmak, olanı sevmek, olanı geliştirmek yine bizlerin elinde.

Mesela bu dönemde geç başlayan mesai saatlerinden kendimize yeni keyifler, yeni mutluluklar çıkarabiliriz. Ailece edilecek bir kahvaltı, köpeği gün ışığında dolaştırmak için bir fırsat, uyanır uyanmaz işe koşturmak yerine yatakta biraz daha vakit geçirip sosyal medyaya ya da haberlere bakmak, tıraş olmak ya da makyaj yapmak için daha kaliteli bir vakit … Veya güzel bir sandviç hazırlayabileceğiniz, kapalı olan kafeleri, kahvecileri unutturacak bir kahve demleyebileceğiniz güzel bir vakit. Hatta ofisteki bir arkadaşınızla sözleşip aynı gün hazırlayacağınız kahveleri karşılıklı (1,5 metre sosyal mesafeyle) yudumlayarak mutluluğunuzu ikiye katlamak...

Azalmış trafiğin keyfini yine bu dönemde çıkarabilirsiniz. Servis kullanıyorsanız bu vakti dizi izlemek, podcast dinlemek, kitap okumak ve hatta blogda kaçırdığınız içeriklere göz atmak için değerlendirebilirsiniz.

Ofisler alıştığımız gibi değil, evet; ama sessizliğin dinginliğini, dinginliğin sessizliğini yaşamak, hissetmek her zaman mümkün değil; mümkünken keyfini çıkarın…

Yemekhanede yenilen yemekler, görünen yüzler aynı değil… Dört bir yandan “afiyet olsun” seslerini duymuyoruz… Kral-kraliçe sofraları gibi masanın iki ucunda otursak da bir masalı yaşamadığımızın farkındayız. Bunun bizler için, sağlığımız için, sevdiklerimizin sağlığı için olduğunun da farkındayız.

İş gününün ardından evlerimize gün ışığında vardığımız, baharla birlikte uzayan günleri daha doyasıya yaşayabildiğimiz bir dönemdeyiz aslında. Bazı günler evlerimizden çıkamasak da çıktığımızda bizi ev gibi karşılayan, ev özeniyle temizlenmiş ofislerimize gitmek çoğumuza iyi geldi.

Bu, neye geçiş dönemi olduğunu dünyaca bilmediğimiz, ama adına geçiş dönemi dediğimiz “tanımsız” süreç ile ilgili sizlerin de düşüncelerini, kazanımlarını, tavsiyelerini çok merak ediyoruz. Bugüne kadar yaptığımız ve eski alışkanlıklarımızdan biri olarak sürdürebileceğimiz “paylaşma” eylemini bir kez daha yapmanızı ve yorumlarınızı bu yazının altına bırakmanızı rica ediyoruz.

Çünkü birlikte iyileşeceğiz…