Ford Ranger’ın Bilecik Keşfi…

Bilecik

Gezi blogger’ımız Seymen Bozaslan bu seferki #FordileYolda rotasında Ford Ranger ile birlikte Bilecik’i keşfediyor! Tarihle doğanın iç içe geçtiği bu güzel şehirde unutulmayacak detaylar içinde bir yolculuğa hazır mısınız?

Yazı ve Fotoğraflar: Seymen Bozaslan

#FordileYolda rotamın en güzel duraklarından biri diyebilirim Bilecik için. Bir kere İstanbul’a 2-3 saat uzaklıkta olması cezbediyor zaten. Yanında bir de Ford Ranger’ın performansını deneyimleyebileceğin bir rota olunca daha da tatlı geldi bu rota bana açıkçası. Bu yazı sonrası seyahat etme dürtünüz harekete geçebilir, gözünüz yola bakabilir ve direksiyonu Bilecik’e doğru çevirebilirsiniz. Haberiniz olsun! :) 

Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı, önemli konuma sahip olan Bilecik’te kültürel ve tarihi bir turun yanı sıra aynı zamanda doğal güzellikleri de kapsayan bir hafta sonu rotası yapmak mümkün. Hadi Bilecik’te neler varmış biraz göz atalım. Geçmişe Yolculuk! Bilecik Müzesi 1874 yılına dek jandarma binası olarak kullanılan iki katlı ahşap müze içerisinde antik eserlerden, Bilecik tarihinde önemli bir yeri bulunan dokuma gibi birçok değerli objenin detaylı bilgisine ulaşabilirsiniz. Beni en çok etkileyen yer ise İnhisar civarında kazılarda bulunan ve müze girişinde yer alan bir mezar üzerinde yazan yazıydı. Şöyle yazıyordu: “Tüm insanlara karşı iç seviyle dolu şu er kişi Asklepios, ölüp geçtiği için dünyadan anı olarak kalsın diye dedi ki; Kimse üzülmesin ölüm denilen sona. Bu amaçlar verildik yaşama. Çünkü alın yazımız böyle. Ben emeli iyi bir insan olarak yatıyorum burada. Elli yıl şu dünyada ömür sürdükten sonra Moiralar’ın örgüsünü çözüp ölerek arkamda bıraktım pek saygıdeğer eşim Quinta’yı ve müşterek sahip olduğumuz çocuklarımızı.” Girişi ücretsiz olan müze şehir merkezinde çarşı içi konumunda yer alıyor.

Şehri Tanımak İçin! Bilecik Yaşayan Kent Müzesi

Görsel anlamda Bilecik Müzesi’ne göre daha dolu dolu olan bir yer burası. Genellikle cumhuriyet döneminin Bilecik’teki yansımasını anlatan müzede bal mumu heykelleri tekniğiyle anlatılan yorgancılık, dokumacılık, terzilik gibi meslek kollarının yanı sıra şehrin simge isimlerinin hayatları ve özel eşyalarını da görmek mümkün.

Çok emek verilerek yakın tarihte açılan bu müzede dikkatli bir şekilde gezerseniz çok ilginç bilgileri okuyabilir, günümüzle de kıyas yapabilirsiniz. Mesela hayvancılık. 1914 yılında Bilecik’te 49.166 sığır, 26.212 öküz, 172.721 koyun varmış. Düşünebiliyor musunuz? Bu sadece Bilecik. Yani günümüzde Bilecik’in yüzölçümünü düşününce o dönemlerde Türkiye genelinde nasıl bir hayvancılık vardı diye sormadan edemiyorsunuz.

Ya da bir başka Bilecik’in simge karakterlerinden Abbaslıklı Uzun Ömer’i tanıyabilirsiniz. Kendisi 2 metre 30 santim boyunda ve 160 kilo ağırlığında birisi. 1942 yılında Cumhuriyet gazetesine haber olmuş. Nasıl mı? Vali ve belediye başkanına müracaat ederek, 300 gram ekmekle idare edemediğini ve ağır vücudunu göz önünde bulundurarak kendisine daha fazla ekmek verilmesini talep etmiş.

Bilecik’i gezmeye karar verdiyseniz veya Eskişehir, Kütahya gibi çevre illere bir yolculuğunuz varsa kesinlikle biraz vakit ayırarak ücretsiz olan bu müzeyi gezmenizi tavsiye ederim. Eminim değecektir.

Tarihe Saygı Zamanı! Ertuğrul Gazi Türbesi ve Müzesi

Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı şehir demiştik Bilecik için. Şehir merkezinden 20 dakika uzaklıkta Söğüt ilçesini de gezmenizi öneririm. Buraya gelmek tarihten bir yolculuk gibi olabiliyor kesinlikle. Günümüzde aslında asker olan ama “alperen” unvanıyla nöbet tutan 2 kişinin sürekli beklediği türbeyi gezebilir veya çevresindeki hediyelik eşya dükkânlarından ürünler satın alabilirsiniz.

Dönem ruhunu tamamen yaşayacağım ben derseniz ise kostüm çadırlarından döneme uygun giyinebilir, hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz. Türbeden yaklaşık 2 km uzaklıkta bulunan müze ise 1900’lerde inşa edilmiş, ilk yıllarında sargı evi olarak kullanılmış, harika bir ahşap işçiliğine sahip bir yapı. Burada da birçok tarihi eseri görebilir, önemli eşyaların sergilendiği salonlarda gezebilirsiniz.

Kamp Ateşinin Çok Yakıştığı Bozcaarmut Göleti

Bilecik’in Pazaryeri ilçesi keşfedilecek yerler bakımından oldukça zengin. Bunlardan birisi de ilçe merkezine 25 dakika uzaklıkta bulunan Bozcaarmut Göleti. Buranın çok tatlı bir özelliği var. Döneminde gelirseniz çilek tarlaları arasından ulaşıyorsunuz buraya. Hatta bazı tarla sahipleri, ikramlık bile yapmış tarla girişine. Bir de not yazmışlar: “İsteyen alabilir, helaldir.”

Gölet bölgesine geldiğinizde ise, uzun bir iskele ve uzunlamasına bir göl sizi karşılayacak. Burada ister doğa yürüyüşü yapabilir ister kamp atabilirsiniz. Özellikle ben gittiğimde kamp yapan birçok kişi vardı. Kıskanmadım değil...

Piknik İçin Küçükelmalı Tabiat Parkı

Pazaryeri ilçesinin bir başka doğal güzelliği burası. Yılda 100 bin kişi tarafından ziyaret edilen bu mesire alanı Bozcaarmut ile 7 km mesafe uzaklıkta bir konumda yer alıyor. Daha çok sosyal tesiste piknik için tercih edilen bölge özellikle sonbahar aylarında yeşil tonlarıyla insanı cezbediyor desem yanlış olmaz sanırım.

Muazzam Bir Doğa: Harmankaya Kanyonu

Bu sefer başka bir ilçenin güzelliğini anlatmak istiyorum. Bilecik şehir merkezine en uzak ilçe olan Yenipazar, doğanın tam ortasında kalmış bir ilçe. Hatta benim de karakolunda askerlik görevimi yaptığım ilçe merkezinde bir tabela var ki gerçekten görüp de şaşmamak mümkün değil. Tabelada aynen şöyle yazıyor: “Yenipazar merkez nahiye halkı onuncu Cumhuriyet Bayramı’nı bu meydanda kutladı. 29.10.1933” Cumhuriyetimizin 10. yıl kutlama anısı hâlâ bu meydanın göbeğinde bir taş üzerinde zamanında yazılmış ve korunmuş durumda.

Şehir merkezinden 10 dakika uzaklıkta bulunan Türkiye’nin 2013 yılında 174. Tabiat Parkı olarak kabul edilen Harmankaya Kanyonu ismini yeni yeni duymaya başladığımız bir doğal güzellik. Aracınızı park ettikten sonra isterseniz 2,5 km uzunluğundaki kanyonda suyun içinde ilerleyebilirsiniz. Tabii profesyonel ekipmanla! Ekipmanınız yoksa 300-400 metre gittikten sonra su seviyesi yükseliyor ve artık ilerleyemez duruma geliyorsunuz. 2,5 km uzunluğundaki bu kanyonda profesyoneller bile 7,5 saatte geçiş yapabiliyor. Yok ben suyla uğraşmayayım şöyle bir tepeden baksam olmaz mı derseniz ise 30 dakika süren bir tırmanış sonunda kanyonu tepeden gören 2 ahşap terasa ulaşabilirsiniz. Yorucu olacaktır ama eminim yolun sonunda kanyonun derinliği karşısında hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz.

Hayalet Köy Günyurdu

Pazaryeri ilçesinde bir başka ziyaret edilecek noktalardan birisi de Günyurdu Köyü. Köy baraj suyunu yükselmesi sebebiyle boşaltılmış ve birkaç kilometre uzaklıkta yeni yerleşim alanına taşınmış. Fakat köyün eski yerleşimi artık fotoğraf severler tarafından tercih edilen bir set alanına dönüşmüş. Su altında kalan direkler ve boşaltılmış harabe köy evlerini ziyaret etmek isterseniz burayı da listeye ekleyebilirsiniz. Gölet civarında ayrıca balık tutulabiliyor ve kamp yapılabiliyor.

Bilecik Yaylaları

Bilecik için her zaman dile getirdiğim bir durum var. Marmara Bölgesi’nin en dağlık alanlarından birisi, hatta en dağlığı belki de. Çünkü özellikle Yenipazar ilçesinde bu benim derinden hissettiğim bir durum. Hatta bir gün Yenipazar’dan Mihalgazi üzerinden Eskişehir’e yolculuk yaparsanız dediğimi çok daha iyi anlayacağınıza eminim. Şehre geldiğinizde “yayla yok mu yahu, iki çıkalım essin” dediğiniz yer olursa Bozüyük ilçe merkezine 25 kilometre mesafede bulunan Sofular Yaylası, 28 kilometre uzaklıkta bulunan Kömürsu Yaylası, Camili olarak da bilinen Çiçekli Yaylası, Pazaryeri ilçesine 14 kilometre uzaklıkta bulunan Uzunçam Yaylası da görülecek yerler arasında yer alıyor.