Dondurma Gününüz Kutlu Olsun!

Dondurma

Geçtiğimiz ay yaptığımız ankete göre katılımcılarımız ferahlatıcı bir lezzet olarak dondurmayı tercih ediyorlarmış. Biz de 19 Temmuz Dünya Dondurma Günü’nü fırsat bildik ve hem anketimize katılanlar hem de bu güzel yaz günlerinde dondurmayla ferahlayanlar için dondurma hakkındaki farklı bilgileri derledik. Hadi gelin hep beraber serinleyelim…

Dondurmanın tarihi biraz belirsiz olsa da bazı tarihçiler Marco Polo’nun Çin seyahatinden sonra dondurmayı Avrupa topraklarına getirdiğini söylüyorlar. Çinliler serin bir lezzet için pirinç ve sütü karla karıştırırlarmış.

Antik Roma’da İmparator Neron’un da Çinlilere benzer bir yöntemle kara bal ve meyve karıştırdığı günümüze ulaşan rivayetler arasında.

Dondurmanın olmazsa olmazlarından biri nedir diye sorsak, çoğunlukla külah cevabını alırız. Dondurma külahının tesadüfen ortaya çıkmış olduğunu söylesek? 1904’te St. Louis’de düzenlenen Dünya Fuarı’nda bir dondurmacı, gelen kalabalığa kâse yetiştiremeyince yan tezgâhındaki waffle’cı incecik waffle’lar dökerek sıcakken koni biçimine getirmiş ve sadece o günü kurtarmakla kalmamış, dondurma kültürünü de olduğu gibi değiştirmiş.

Her konuda illa bir rekor denemesi yapılır ya, külah konusundaki rekor 3,08 metre ile Norveçlilerin elinde. Buyurun, nasıl seviniyorlar hep beraber izleyelim: 

Harry Potter filmlerinden tanıdığımız Rupert Grint’in en büyük hayallerinden biri dondurmacı olmakmış, dolayısıyla filmden kazandığı parayla aldığı ilk şey bir dondurma arabası olmuş. Hayalleri gerçekleştirmek güzel şey!Söz konusu dondurma olunca tek kazanan taraf dondurmacılar değil! Dondurma tat uzmanları da var! Tadım sonrasında ağızlarında başka hiçbir tat kalmasın diye altın kaşıkla dondurma tadan bu “meslek sahiplerinden” biri olan John Harrison (Dreyer’s Ice Cream) dilini 1 milyon dolara sigortalatmış!Dil demişken, sıradan bir yeme hızında 1 top dondurmayı sadece dilimizi kullanarak ortalama 50 seferde bitiriyormuşuz. Ama bazen büyükçe bir lokma ağzımızı dondurup şiddetli bir baş ağrısına neden olabiliyor, hepimizin başına gelmiştir. Bu durumun tıptaki adı sphenopalatine ganglioneuralgia. Kısaca beyin donması ya da donma baş ağrısı da diyebilirsiniz. Damağımızdaki ısı sensorları henüz devreye girmeye fırsat bulamadan soğukla karşılaşınca sinirlerimiz beynimize yanlış bir mesaj yolluyor. Bu da tam dondurmanın keyfine varacakken şiddetli bir baş ağrısıyla karşılaşmamıza neden oluyor. Bu ağrıyı dindirmenin en kolay yolu dilinizi hemen damağınıza yapıştırıp oradaki sıcaklığı normalleştirerek beyninizi panik modundan kurtarmak…

13 Nisan 2018’de tescillenen bir lezzet ise yurdumuzdan: “Maraş Dondurması”. Peki, Maraş dondurması nasıl ortaya çıkmış? Kaynaklara ve en bilindik rivayete göre Osmanlı saraylarına ve asillere yabani orkide (salep) satan Maraşlı Osman Ağa adlı bir esnaf varmış. Osman Ağa bir gün elinde artan salebi şeker ve süt karışımı olarak kara gömmüş. Ertesi gün almaya gittiğinde salebin kıvamında bir değişim olduğunu görmüş ve yoğun karışımın sakız gibi sündüğünü fark etmiş. Tabii durur mu, hemen tadına bakmış ve oluşan tada hayran kalmış. Yıllar içinde bu lezzet de gelişerek günümüzdeki efsanevi ve tescilli haline ulaşmış.Herkesin elbette aroma tercihi birbirinden farklı olabilir, ama dünyada en çok tercih edilen dondurma, çikolatalı olduğu düşünülse de vanilyalıymış. Dondurma tüketicilerinin %33’ü vanilyayı tercih ederken, sadece %19’u çikolatalı dondurmayı listelerinin en tepesine yerleştiriyormuş.Çilekli, kavunlu, kahveli, bisküvili, limonlu, şeftalili, vişneli, karamelli… Listede bir sürü bildik tat var. Ancak dünyanın bazı yerlerinde çok daha enteresan dondurma çeşitleriyle karşılaşmak da mümkün. Mesela sosisli sandviçli, ahtapotlu, at etli, avokadolu, sarımsaklı, jalapeno biberli dondurma yapan ve dahası yiyen insanlar var dünyamızda!

Peki ya siz? Sizin favori aromanız hangisi?