Çok Gezenler Kulübü Datça’da #FordileYolda

çgk tn

Çok Gezenler Kulübü’nün keşif sever üyeleri #FordileYolda birbirinden güzel anılar biriktirdi. Anılarını kalıcı kılmak ve paylaşmak adına ellerine kalemi aldılar ve aşağıdaki satırlar döküldü dillerinden.

 

 

Bahar 26 Temmuz’da İzmir’den çıktı yola, Bördübet’ten topladı Hazal ve Ece’yi. Nilay ve Sinan, Dalaman Havalimanı’ndan iki gün sonra katıldı onlara… Çok Gezenler Kulübü olarak Datça Yarımadası’nda Datça, Knidos, Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü, Eski Datça, Mesudiye, Yakaköy, Hisarönü, Bozburun, Selimiye, Akyaka’dan geçtik. Her gece başka bir kentte, kasabada açıldı bavullarımız, her sabah kapanıp araçlarımızın bagajına yeniden kondu. #FordileYolda 2000 km’den fazla yol gittik. Büklerden, koylara, Azmak’lardan, dağlara, evimiz, barınağımız, konser salonumuz, makyaj masamız, bikini değiştirme kabinimiz oldu otomobilimiz. Tekerlekli yuvamız bizi gün doğumlarından gün batımlarına taşıdı. Bir hafta boyunca yerimizi bulalım diye yolumuzu gittik…

 

 

“Datça’nın sonu denize uzanan kıvrımlı yollarında Fiesta’mla seyahat ederken zaman zaman aracı kenara çekip ıssız bir yerde denizi, dağları, doğayı seyredebilmenin özgürlüğünü hatırladım. Eskiden babamın kullandığı araçta seyahat ederken hep bir yerlere yetişme heyecanından bazı güzellikleri kaçırdığımızı anladım. Şimdi artık direksiyon bendeydi ve istediğim yerde aracımı kenara çekip eşsiz fotoğrafları ölümsüzleştirirken anlarımı anılaştırabiliyordum. Özellikle dönüş yolunda gece uğradığımız Bördübet civarında, zifiri karanlık orman yoluna girip hem Mavi Ay’ın hem de Ford’umun fotoğrafını çekebildim ve benim için büyük keyif oldu?”
@tatdedektifi

 

 

“Yazdı. Annem çalışırdı. Tatilsiz, uyku saatsiz. Dayım Berlin’den araçla gelir, beni alır, Foça, Didim, Dalyan, Fethiye gezip dururduk. @fordturkiye ile ilk tanışmam o uzun yollarda. Akraba, eş, dost olmayan yerlerde kamp kurardık. Dayım da bagajın kapağını açar, evden taşınan yorganlardan yatak yapıp yastığımı da başımın altına koyduktan sonra, ‘Şimdi yıldızları gören bir evin var, korkacak hiçbir şeyin yok.’ derdi. Belki o yüzden, aracı hep yürüyen ev yerine koydum ben. Arkaya kitaplarımı dizdim, ceplere çubuk krakerleri sokuşturdum. Şimdi 20 küsür yıl sonra #fordileyolda gezerken havluları camlara asıyor, yetişmesi gereken yazıların son kontrollerini yapıyor, termosa uygun bir köşe arıyorsam hep bundan. Alışkanlıktan.”
@anlamarama

 

 

“Datça Yarımadası demek biraz da otomobil yolculuğu demek. Ağaç demek, yol demek, deniz demek; müzikle yol almak demek. Elde dondurma ya da mısırla, o son kalan pidenin ucuyla otomobile atlamak, bir bükten diğerine sıçramak; ıslak mayoları aracın arkasında kurutmaya çalışmak demek.

Yakıcı sıcakta yollardaki dev araç yıkama borularının ardından tekrar tekrar geçmek demek. Palamütbükü’nde bagajın gölgesinde giyinir suya girer çıkarsın, ‘Şurada Akvaryum Koyu var.’ derler, atlar aracınla oraya gidersin. Biri ‘O pideci değil, buna git.’ der, ona ulaşırsın. Gün batımına bir koya gider, kahvaltı için bir başkasına zıplayabilirsin… Akyaka’daki Okaliptüs Yolu’nda ağaçların arasından tekrar tekrar geçmek, bir hızlı bir yavaş tekrar tekrar yol almak istersin; oteller bir yana bükten büke, koydan koya, lezzetten lezzete koşarken otomobilini evin bilirsin… Ford Fiesta’ylaysan vişneçürüğü aracınla havanı da atabilirsin. Yanındaki ‘My Key’ özelliğini uygular, sen çok araç kullanmayan birisiysen de senin hızı ayarlar. Datça Yarımadası’nda otomobille, yelkenliyle, tekneyle, güzel dostlarla kol kola zaman başka akar.”
@nornek

 

 

“Şu hayatta en sevdiğim şeylerden biri araç yolculuğu. Hemencecik kuruluveririm arka koltuğuna. Ayakkabılar yerde, ayaklar altımda… Ya da yardımcı pilot olarak şoförün yanında. (İlk aracım Ford Fiesta olduğundan, Ford ile ayrı bir gönül bağım var. İlk defa merak edip araçların özelliklerini incelememe sebep olan marka kendisi.) Çalacak müzikleri seçmeyi çok seviyorum yolculuklarda. (Hele ki bluetooth özelliği varsa şarkılar daha da fazla!) Bu seyahatte aracımızla en keyif aldığım anlardan biri, Gökova’dan Marmaris’e doğru giden yolda, (kimine göre Aşıklar Yolu kimine göre Okaliptus Yolu denen o büyülü yer) Mirkelam’dan ‘Yollar’ isimli parçanın sesini sonuna kadar açıp camdan yüzümü rüzgara dayayarak geçişimizdi. 3 kez. Yol çok güzel ya, keyfini çıkardık.”
@ecemen

 

 

 

“Çok Gezenler Kulübü ile birlikte #Datça Yarımadası projesini yaparken epeydir merak ettiğim yeni #fordfocus’u da deneme şansım oldu. Bu yolları, uçurumlu virajları kendi minik otomobili ile defalarca tepen bir şoför olarak en iyi tarafı güçlü ve konforlu bir otomobil olmasıydı benim için. Geniş iç paneli, yumuşak vitesi, güvenlik hissi ve start-stop özelliği orta sınıf bir otomobil için yenilikçi ve önemli. Yeni kokpit tasarımı ilk dikkatimi çeken bölümdü. 8 inçlik yüksek çözünürlüklü renkli dokunmatik ekran sayesinde araç ile ilgili pek çok özelliği kontrol edilebildim. Arka bölümde, ufaltılan arka far grubu sayesinde dinamizm artmış, yeni bir bagaj kapağı ve hatchback modellerde yeni bir spoyler kullanımına gidilmiş. Sessizce hızlanıyor ve aynı sessizlikten yol alıyor. Yaptığım tüm yol boyunca (özellikle Datça yolları) bana gayet güvenli bir sürüş keyfi yaşattı, uçurumlu dik rampalarda bana mısın demedi.”
@baharakinci

 

 

 

#FordileYolda neler dinledik?

Ajda Pekkan – Sana Doğru

Alabama 3 – Woke up This Morning

Ane Brun – Do You Remember

Anne Marie David – Neşeli Gençleriz Biz

Athena – Kime Ne

Babyblue – We Were Ever Green

Birsen Tezer – Çal Kapımı

Biz – Dünya Büküldü

Can Bonomo – Kaçak

Fatima Spar – Bosa Noga

Fleet Foxes – Mykonos

Hindi Zahra – Beautiful Tango

Jennifer Lawrence – The Hanging Tree

Kimbra – Settle Down

Leonard Cohen – Nevermind

MFÖ – Hamak

Mirkelam – Yollar

Nil Karaibrahimgil – Ben Bu Yaz

Özdemir Erdoğan – Pervane

Rufus Wainwright – Hallelujah

Sezen Aksu – Kutlama

The Mowgli’s – Summertime

Tülay Germen – Mecnunum Leylamı Gördüm

Yeni Türkü – Vira Vira

Zerrin Özer – Paşa Gönlüm

Zoufris Maracas – Pacifique

 

 

#FordileYolda nereleri keşfettik?

 

“Bizi Bağlarözü’ndeki barınağında, elleriyle tuttuğu ‘sokkan’lar eşliğinde ağırlayan Cengiz Bey ile tanıştık. Kendisi Kıyıköylü. Can Yücel’in son yıllarını yaşadığı Datça’daki rakı arkadaşlarından biri. Belki o masaların birinde söylemiştir ‘Mekanım Datça olsun.’ diye…” @ecemen

“İçinden dere geçen, hem de tavşanlı, balıklı, kuğulu otel yapmışlar! Golden Key Bördübet’in o doğal güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmiyor. Şefi Kasım Usta’nın elinden çıkan taş fırın lahmacununu dürüm yaparken içerisinde patlıcan ezmesi, roka ve nar ekşisi de ekliyorlar. Öğlene kadar yüzüp yorulanlar için tam bir enerji deposu!” @tatdedektifi

 

 

“Karpuzu Azmak suyunda, kimi zaman çatlayana kadar bekletiyorlar yahu! Çılgın bir sıcakta güzel olmaz mı ya da buz gibi suya girip çıktıktan sonra semaverle gelen çay ve bir kuş sütü eksik kahvaltı sofrası (ceviz reçeli of!)… Bazı yerlerde ortam lezzeti farklılaştırır ya, işte Azmak söz konusu ise pek şey çok öyle!” @nornek

“Türkiye’nin en büyülü yarımadası Datça… Yarımadanın ucunda yer alan Knidos Antik Kenti, benim için hala bir büyü unsuru. Knidos’taki yirmi bin ve on bin kişilik tiyatro, pembe tapınak, kâinat tapınağı, Akropol, Nekropol (mezar odaları) başlıca eserler. Ne yazık ki; 1856-1858’de İngiliz arkeologlar kazılarda bulduğu heykel, kandil ve sikkeleri Londra’daki British Museum’a kaçırmışlar. Büyük tiyatronun mermer taşlarını ise Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa; Kahire’deki sarayının inşaatında kullanmış… Bugün bize kalan da yıkık bir şehir ve nefis manzara… Ama yine de güzel. Yine de saatler geçirilesi, güneş batırmaya gidilesi. Belki de dünyanın denize bakan en güzel antik kenti.” @baharakinci

 

 

“Sabah kahvaltısında yemyeşil otlarla hazırlanmış omlet için Café Inn’e gidiyoruz. ‘Menemen yapmak için en az 20 dakika, köy yumurtası, biraz da acı biber salçası lazım.’ diyen Reşat Bey ise Körmen’de Marina Balık’ta!”

@anlamarama