2019 Yılında Blok Zinciri Teknolojisi’nde Neler Oldu?

Hayriye Karadeniz
hayriye karadeniz

Hayriye Karadeniz Dijital Ürünler ve Servisler Lideri

Blok zinciri en kısa tanımı ile “şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık veri kayıt sistemi”dir. 2008’de gerçek kimliği bilinmeyen Satoshi Nakamoto tarafından paylaşılan bir makalede anlatılan bu yeni teknolojiyi duymuş ve tanımış olduk. Aynı makalede dijital para birimi olarak da Bitcoin’den bahsediliyordu. Bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya olanak tanıyan ve maksimum güvenilirlik esasına dayanan bu sistemin akla ilk getirdiği sorulardan biri de “gerçekten ne kadar güvenli” olduğuydu. Başlangıçta birçoğumuz, bu sistemin bir sabun köpüğü etkisiyle yok olacağını, uygulanamayacağını veya tutmayacağını düşündük. Ancak bu tarihten günümüze uzanan süre içerisinde bu yeni teknoloji, hızla ülkeler ve kurumlarca yatırım yapılan, geliştirilen bir yapı haline geldi. 2013’te yazılımcı Vitalik Buterin’in dâhiyane fikri yeni bir ufuk açtı; Ethereum denilen akıllı kontratların öncüsü olarak kabul edilen altyapı, blok zinciri tabanlı sistemlerin elektronik ödeme amaçlarının ötesinde kullanılmasının yolunu açıyordu.

Blok zinciri teknolojisi sayesinde değer taşıyan her işlem, kriptoloji aracılığı ile dağıtık ve bir aracının yönetmediği bağımsız veri zincirlerine dönüşüyordu. Böylelikle para, ürün, mal, hizmet, mülkiyet ve hatta oy işlemleri dahi, bu sistemle aracısız yapılabilecekti. Blok zinciri gelecekteki yerini gittikçe sağlamlaştırırken, ben de bu heyecanlı gündeme değineceğim bu yazımda blok zinciri teknolojisinde 2019 yılı içinde gerçekleşen gelişmelerden örneklerle bahsetmek, bu vesileyle sistemin aslında ne kadar önemli olduğunu ve yakın gelecekte bizlere olan etkisinin ne kadar genişleyeceğini anlatmak istiyorum.

Blok zinciri konusunda öncü birtakım adımlar atan ülkelerin başında gelen Bermuda, vatandaşlarına blok zinciri tabanlı dijital kimlikler vermek üzere ulusal blok zinciri tabanlı elektronik kimlik programı kapsamındaki çalışmalarına hız kazandırdığını duyurdu.

Çin ve İsveç gibi ülkelerin merkez bankası destekli dijital para çalışmalarına özellikle son dönemde sıkı bir ağırlık verdiğini duyuyor ve biliyoruz. Öte yandan Tunus Merkez Bankası’nın Tunus dinarını dijitalleştirmek adına çalışmalara başladığı haberi de yine hem şaşırtıcı hem de önemli gelişmeler arasındaydı. Gelişmiş ve merkez bankası destekli dijital para kullanımının, kurumlar arası olduğu kadar ülkeler arası da bir güç gösterisi haline gelmesine önemli örneklerden biri de İsviçre’den gelen açıklamaydı. Özellikle Çin’in bu konuda hızla ilerlemesi haberlerinin üzerine İsviçre’nin Uluslararası Finans Sekreteri; blok zinciri konusunda en az Çin kadar iyi oldukları temalı bir açıklamada bulundu. Kendisi hükümetlerin artık e-para birimindeki soru ve sorunların gerçek olduğunu ve bunun küresel bazda kararlara daha fazla ivme kazandıracağını fark ettiklerini söyledi. Bu açıklama sonrasında İsviçre borsasının merkez bankası ile beraber blok zinciri kullanımıyla ilgili seçeneklerin geliştirilmesi üzerine çalıştığını biliyoruz.

Yukarıda da bahsettiğim gibi kripto para ve blok zinciri alanlarından en öne çıkan ve hızlı adımları atan ülkelerin başında gelen Çin ise son olarak blok zinciri tabanlı akıllı şehirler sistemi geliştirdiği bilgisini duyurdu. Yani kimlik tespiti gibi önemli özellikler de barındıran, blok zinciri teknolojisi üzerine kurulu bir akıllı şehir altyapısından bahsediyoruz. IDC’nin raporuna göre ise Çin’in blok zinciri teknolojisi adına yaptığı harcamaların 2023 yılında 2 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Bir diğer eğlenceli gelişme ise Fransa’dan geldi. Fransa Merkez Bankası’nın 16 Ekim tarihinde yayınladığı bir iş ilanından, bankanın dijital para birimlerine uygulanacak program konusunda yardımcı olması için blok zinciri analisti aradığını öğrendik.

Singapur da 2019 yılı içinde bu alanda atak yapan ülkelerden biriydi. Singapur Merkez Bankası, JPMorgan iş birliği ile sınır ötesi ödemeler ve transferler için bir blok zinciri prototipi geliştirdiklerini duyurdu. Yine 2019’un son çeyreğinde blok zinciri konusunda yaşanan gelişmelerden bir diğeri de Güney Kore’deydi. Shinhan Bank, Küçük İşletmeler Pazar Tanıtım Kurumu (SEMAS) ile iş birliği yaparak blok zinciri tabanlı kredi yönetim platformu kurmayı planladıklarını dile getirdi.

Ülkelerin yanı sıra çeşitli marka ve kuruluşların da bu teknolojiyi kullandıkları sistemleri geliştirme ve uygulama haberlerinin sayısı artıyor. Örneğin perakende devlerinden Walmart, Kanada’daki teslimatları izlemek, işlemleri doğrulamak ve her yıl 400’ün üzerinde perakende mağazasına envanter sağlayan taşıyıcılarının ödemelerini otomatikleştirmek için blok zinciri tabanlı nakliye ve ödeme ağı olarak tanımlanan bir çözüm geliştirdi. Facebook’un 2020 yılına planlanan Libra kripto parası ise oldukça tartışıldı. Facebook ekosisteminin büyüklüğü sebebiyle kimilerini korkutan proje, şaşırtıcı şekilde bazı ortakların çekilmesine sebep oldu.

Fransa’da bulunan Marsilya Fos Limanı ise yük taşımacılığındaki blok zinciri pilot projesini başarılı şekilde tamamladı. Farklı ülkelerden bu gibi ataklar gelirken Blockshow Asia 2019 etkinliğine katılan NEO’nun kurucusu Da Hongfei’den de önemli açıklamalar geldi. Blok zincirinin günümüzdeki teknolojilerin yerini alacağı ve 2030 yılına geldiğimizde değerinin 3 trilyon doları geçeceği konusunda oldukça net konuştu.

Dünyadan birbiri ardına gelen bu gelişmeler arasında elbette ülkemizde de blok zinciri ve kripto para teknolojisinin yükselişi ve öngörüleri doğru değerlendirilerek 2020 plan ve hedeflerine resmi olarak dahil edilen bir süreç yaşandı. Dijital para birimi hedefi ile ilgili başlıklar 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer aldı. Buradaki bilgilere göre ülkemize özgü blok zinciri tabanlı ilk dijital merkez bankası parasının uygulamaya konulacağını görüyoruz ki bu da kendi adıma heyecan duyduğum bir haber.

Elbette 2019’u geride bırakırken blok zinciri teknolojisi kullanılarak geliştirilen ve uygulamaya konması hedeflenen daha pek çok örnek sayabiliriz fakat ben özellikle ülkelerin planları özelinden örnekler vererek, bu teknolojinin aslında hepimizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini anlatmak istedim. Görüldüğü üzere blok zincirinin kullanılabileceği alanlar sınırsız. Bazı uzmanlar, 10 yıldan az bir süre içinde bu teknolojinin vergilerin toplanmasında kullanılacağını iddia ediyorlar. Finansal dolandırıcılığın ise blok zinciri sayesinde kayda değer bir seviyede azalacağı öngörülüyor. Blok zinciri büyük bir hızla küresel bir onay sistemi olmaya doğru ilerliyor. Biz de Ford Otosan’da blok zinciri ile ilgili yatırımlarımıza hızla devam ediyoruz. Bu konu üzerinde çalışan özel ekiplerimizle pilot projeler deniyor ve kendi ekosistemimizde nasıl kullanabileceğimizin üzerinde çalışıyoruz. 2020 yılı ile beraber hem Ford Otosan bünyesinde hem ülkemizde hem de dünyadaki gelişmelere şahit olmak için sabırsızlanıyorum.